Yeşil Kundura Battı Mı? Şok İddia: Konkordato İlan Etti!
Türkiye'nin köklü ayakkabı markalarından Yeşil Kundura, yeni unvanı HK Kundura ile yaşadığı mali sıkıntılar nedeniyle konkordato ilan etti. Şirketin bu kararı, sektörde büyük yankı uyandırdı. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, HK Kundura'nın başvurusunu değerlendirerek geçici mühlet kararı aldı. Peki bu karar, markanın geleceği için ne anlama geliyor?
Konkordato Süreci Nasıl İşleyecek?
Mahkeme, HK Kundura'ya önce üç aylık, ardından iki ay daha ek süre vererek şirkete iflas koruması sağladı. Bu süreçte şirket, mali durumunu düzeltmek ve borçlarını yapılandırmak için çalışacak. Konkordato süreci, şirketin alacaklılarla anlaşma yoluna gitmesini ve faaliyetlerini sürdürmesini amaçlar. Ancak bu süreçte dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar var:
- Şirketin mali durumunun şeffaf bir şekilde ortaya konulması
- Alacaklılarla adil bir anlaşma zemini bulunması
- Şirketin sürdürülebilir bir iş planı oluşturması
HK Kundura'nın bir sonraki duruşması Aralık 2025'te görülecek. Bu duruşmada, şirketin konkordato sürecindeki ilerlemesi ve mali durumunun ne durumda olduğu değerlendirilecek.
Yeşil Kundura Daha Önce de Konkordato İlan Etmişti
Yeşil Kundura, 2018 yılında da benzer bir mali kriz nedeniyle konkordato ilan etmişti. O dönemde mahkeme, şirkete yönelik yeni haciz işlemlerini durdurmuştu. 2023 Aralık ayında konkordato sürecini tamamlayan ve mali yapısını yeniden düzenleyen şirket, bu yıl yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle bir kez daha aynı sürece girdi. Bu durum, markanın mali yapısının kırılganlığını ve ekonomik dalgalanmalara karşı hassasiyetini gözler önüne seriyor.
Peki, Yeşil Kundura'nın bu durumu, Türkiye ekonomisi ve ayakkabı sektörü için ne anlama geliyor? Bu sorunun cevabını ararken, Türkiye'nin ekonomik yapısını ve sektördeki rekabet koşullarını da dikkate almak gerekiyor.
Yeşil Kundura'nın konkordato ilan etmesi, Türkiye'nin ekonomik durumu ve sektördeki rekabet koşulları hakkında önemli ipuçları veriyor. Şirketin mali yapısını güçlendirmesi ve sürdürülebilir bir iş planı oluşturması, markanın geleceği için kritik öneme sahip. Bu süreçte, alacaklılarla adil bir anlaşma zemini bulunması ve şirketin faaliyetlerini sürdürmesi de büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, köklü bir markanın daha tarihe karışması kaçınılmaz olabilir.
