
Erdoğan'a Hakaret Davası: Avukatın Tutukluluğu Devam Edecek Mi? Şok Gelişme!
Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tutuklanan avukat Burak Saldıroğlu'nun tutukluluğunun devamına karar verildi. Bu karar, avukatları ve yakınlarını derinden üzerken, süreçle ilgili tartışmaları da alevlendirdi. Avukat Mehmet Turgay Bilge, sürecin keyfi bir şekilde ilerlediğini belirtirken, avukat Ali Refik Varol ise bu kararla birlikte Saldıroğlu'nun bayramı ailesinden ayrı geçireceğini ve bayram neşelerinin kedere dönüştüğünü ifade etti. Bu durum, hukuk çevrelerinde ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Avukat Saldıroğlu Neden Tutuklandı?
Avukat Burak Saldıroğlu, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun X hesabının engellenmesinin ardından, paylaşımlarını sokaklarda dağıtmış ve bu görüntüleri sosyal medya hesabında paylaşmıştı. Daha sonra, 92 yaşındaki bir vatandaşın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elini öpmesiyle ilgili sosyal medya paylaşımında "Erdoğan aklı yerinde bir insan olsa utana sıkıla iki büklüm olurdu burada" ifadesini kullandığı gerekçesiyle, Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tutuklanmıştı. Bu paylaşım, sosyal medyada geniş yankı uyandırmış ve farklı görüşler ortaya çıkmasına neden olmuştu.
İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği, Saldıroğlu'nun tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bu karar, Saldıroğlu'nun avukatları tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Avukatlar, tutukluluğun keyfi olduğunu ve iddianamenin geciktirilerek tutukluluğun uzatılmasının klasik bir yöntem haline geldiğini savundu.
Avukatların Tepkisi Ne Oldu?
Avukat Mehmet Turgay Bilge, "Hakimlik tutukluluk değerlendirmesi sonucunda meslektaşımız Burak Saldıroğlu'nun tutukluluğunun devamına karar verdi. Bu durumda, önümüzde sadece iddianamenin hızla yazılmasını istemek ve ardından açılacak davanın tensip tutanağında duruşmadan önce tahliye beklemek kaldı. Dosyada toplanacak hiçbir ek delil, ifade olmadığı için davanın açılmasını geciktirecek bir konu yok. Ama son dönemde keyfi tutukluluk ve ardından tutukluluğun iddianame geciktirilerek uzatılması klasik yöntem haline geldi" dedi.
Avukat Ali Refik Varol ise, "Tutukluluk incelemesi haberini aldığımızda hepimiz umutlandık. Bu yanlıştan dönüleceğini, Burak'ın özgürlüğüne kavuşacağını ve bayramı hep birlikte, hak ettiği şekilde kutlayacağımızı düşündük. Ancak ne yazık ki, sulh ceza hakimliği tutukluluğun devamına karar verdi. Bu kararla birlikte Burak Saldıroğlu, bu bayramı da ailesinden, sevdiklerinden ayrı geçirecek. Annesi, aile ve arkadaşları olarak bayram neşemiz kedere döndü. Ama biliyoruz ki ayrı kaldığımız her an, bağlarımızı daha da güçlendirecek, dayanışmamız çözülmeyecek güçlenecek" şeklinde konuştu.
İfade Özgürlüğü Tartışmaları Alevlendi
Bu olay, Türkiye'de ifade özgürlüğü konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Birçok hukukçu ve sivil toplum kuruluşu, Saldıroğlu'nun tutuklanmasının ifade özgürlüğüne bir müdahale olduğunu savundu. Bu tür davaların, eleştirel düşünceyi ve farklı görüşleri susturmaya yönelik bir araç olarak kullanıldığı eleştirileri de yapıldı.
Olayın ardından, Adalet Bakanlığı da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından, avukat Burak Saldıroğlu'nun tahliye olması halinde ivedi olarak bilgi verilmesine, yargılama sonucunda kararın kesinleşmesi halindeyse karar ve kesinleşme şerhinin iletilmesine ilişkin yazı göndermişti. Bu durum, olayın ne kadar yakından takip edildiğini gösteriyor.
Sonuç
Avukat Burak Saldıroğlu'nun tutukluluğunun devamına karar verilmesi, hukuk çevrelerinde ve kamuoyunda büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Bu karar, ifade özgürlüğü konusundaki endişeleri artırırken, davanın seyrinin nasıl ilerleyeceği merakla bekleniyor. Saldıroğlu'nun avukatları, müvekkillerinin serbest bırakılması için hukuki mücadelelerine devam edeceklerini belirtiyorlar. Bu süreç, Türkiye'deki hukuk sistemi ve ifade özgürlüğü standartları açısından önemli bir sınav niteliği taşıyor.