
Türkiye'de Silahlı Kadın Cinayetleri Alarm Veriyor! İşte Acı Rakamlar
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun açıkladığı son veriler, Türkiye'de bireysel silahlanmanın ne denli tehlikeli boyutlara ulaştığını bir kez daha gözler önüne serdi. 2024 yılının ilk dokuz ayında tam 121 kadın ateşli silahlarla öldürüldü. Bu durum, kadına yönelik şiddetin en acımasız yüzünü ortaya koyarken, uzmanlar yetkilileri acil önlem almaya çağırıyor.
Silahlanma ve Kadın Cinayetleri Arasındaki Korkunç İlişki
Türkiye'de son yıllarda bireysel silahlanma oranında ciddi bir artış gözlemleniyor. Bu artış, maalesef kadına yönelik şiddet olaylarında da kendini gösteriyor. Ruhsatlı veya ruhsatsız silahların kolayca erişilebilir olması, şiddet eğilimli kişilerin bu araçları kullanmasını kolaylaştırıyor ve sonuçları ölümcül olabiliyor.
Avukat Süreyya Kardelen Yarlı, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Bu tablo, bireysel silahlanmanın kontrolsüz biçimde yaygınlaştığını, devletin denetim kapasitesinin ise yetersiz kaldığını açıkça ortaya koyuyor" dedi. Yarlı, ruhsatlı silahların verilmesinde psikolojik değerlendirme, şiddet geçmişi taraması veya sosyal inceleme zorunluluğunun olmamasının büyük bir eksiklik olduğunu vurguladı. Ayrıca, denetim mekanizmalarının zayıflığı ve ruhsatsız silahların neredeyse cezalandırılamaz hale gelmesi, durumu daha da vahimleştiriyor.
Yarlı, "Bu durum, şiddet eğilimli bireylerin kolaylıkla silah edinebilmesine, özellikle kadın cinayetleri ve aile içi şiddet vakalarında ölüm oranlarının dramatik biçimde artmasına neden oluyor" şeklinde konuştu.
Acil Önlemler Alınmalı
Uzmanlar, artan kadın cinayetlerine karşı acil önlemler alınması gerektiğinin altını çiziyor. Bu kapsamda yapılması gerekenler şöyle sıralanıyor:
- Silah Kontrol Yasası: Türkiye'nin acilen Avrupa standartlarında bir Silah Kontrol Yasası'na ihtiyacı var.
- Ruhsat Sisteminde Değişiklik: Ruhsat sisteminde psikolojik yeterlilik ve periyodik denetim zorunluluğu getirilmeli.
- Yasadışı Silah Ticaretiyle Mücadele: Yasadışı silah ticaretine yönelik etkin bir soruşturma altyapısı oluşturulmalı.
- İstanbul Sözleşmesi: İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı kadına yönelik şiddetle mücadelede zaten zayıf olan önleme mekanizmalarını daha da işlevsiz hale getirdi.
Silahlanma Toplumsal Bir Risk
Avukat Süreyya Kardelen Yarlı, "Silahlanmanın bireysel özgürlük değil, toplumsal bir güvenlik riski olduğu artık görülmeli" ifadelerini kullandı. Bireysel silahlanmanın artması, toplumda güvensizlik ortamı yaratırken, şiddet olaylarının da artmasına zemin hazırlıyor. Bu nedenle, devletin bu konuda daha sıkı denetimler yapması ve caydırıcı önlemler alması gerekiyor.
Türkiye'de kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli adımlar atılması gerekirken, bireysel silahlanmanın kontrolsüz bir şekilde artması bu mücadeleyi baltalıyor. Yetkililerin bu konuda daha duyarlı olması ve acil önlemler alması, kadınların yaşam hakkının korunması açısından hayati önem taşıyor.














