
Tunç Soyer'den Şok Karar! 14 Ekim Sonrası Ne Yapacak?
Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile gündeme bomba gibi düştü. Kamuoyunda "kooperatif davası" olarak bilinen ve 157 kişinin gözaltına alınmasıyla başlayan süreçte tutukluluğu devam eden 3 kişi kalması üzerine Soyer, önemli açıklamalarda bulundu ve geleceğe dair kararını açıkladı.
Kooperatif Davası ve Son Gelişmeler
Tunç Soyer, açıklamasında davanın seyrine dikkat çekerek, "1 Temmuz'da 157 kişinin gözaltına alınmasıyla başlayan davada, bugün itibarıyla tutukluluğu devam eden 3 kişi kaldı. Peyderpey özgürlüklerine kavuşan tüm arkadaşlarımız için çok mutluyum." ifadelerini kullandı. İddianamede yer alan "kamu kurumunu araç kullanarak dolandırmak" suçlamasına değinen Soyer, son tahliyelerle birlikte bu suçlamanın cevapsız kaldığını vurguladı.
Soyer, "Öyle ya; kooperatiflerden tutuklu kimse kalmadığına göre, yani kuvvetli suç şüphesi ortadan kalktığından ve şahsi bir çıkar ve menfaat elde etmediğimiz iddianamede yazıldığına göre, belediyeyi ve İZBETON’u kim için, nasıl dolandırdık?" sorusunu yönelterek, davanın seyrine ilişkin eleştirilerini dile getirdi.
Tunç Soyer'den Yerel Yönetimlere Vurgu
14 Ekim'de tahliye olmaması üzerine tek kişilik hücrede geçireceği zamanı değerlendirmek için bir karar aldığını belirten Soyer, yerel siyasetin önemine dikkat çekti. 10 yıl önce Seferihisar Belediye Başkanı iken Paris İklim Zirvesi'ne davet edildiğini hatırlatan Soyer, o dönemde yaptığı konuşmadan bir bölümü paylaştı:
“Küresel iklim krizinin devlet başkanlarının, hükümetlerin alacakları kararlarla çözülemeyeceği anlaşılmış ve ilk kez bir iklim zirvesine belediye başkanlarının katılmasına karar verilmiştir. Yani global krizler, yukarıdan aşağıya verilecek talimatlarla ya da sadece çıkarılacak yasalarla değil; aşağıdan yukarıya üretilecek çözümlerle, yani katılımcılıkla ve yerelden çözümle çözülebilir.”
Soyer, yerel yönetimlerin gücünü azaltacak kararların arttığına dikkat çekerek, yerel yönetimlerin yetki, görev ve sorumluluklarını yeniden konumlandıracak bir bakış açısına ihtiyaç olduğunu savundu. Sosyal adalet temelli bir kent politikası için şu sorulara cevap aranması gerektiğini belirtti:
- Kamu kavramının ilgasıyla ortadan kalkan politik yurttaşlığın geri kazanımı için sosyal yurttaşlığın inşası, kent politikası ile nasıl mümkün olur?
 - Eşitlik ve özgürlük bağlantısı, hemşerilik bağı çerçevesinde nasıl kurulabilir?
 - Demokratik bir ulusa evrilecek, demokratik bir toplum yaratılması için nasıl bir yerel yönetim tasarımı ortaya konulabilir?
 
Yeni Bir Kent Politikası Arayışı
Tunç Soyer'in bu açıklamaları, yerel yönetimlerin geleceği ve kent politikaları üzerine yeni bir tartışma başlatacağa benziyor. Soyer'in, yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarının artırılması gerektiği yönündeki vurgusu, önümüzdeki dönemde siyasi arenada daha fazla yankı bulabilir. Soyer'in bu süreçte elde edeceği yeni fikirler ve projeler, Türkiye'deki yerel yönetim anlayışına yeni bir soluk getirebilir.














