İzmir Barosu, 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü vesilesiyle yaptığı açıklama ile hayvan hakları konusundaki hassasiyetini bir kez daha vurguladı. Baro, sokak hayvanlarının yaşadığı zorluklara dikkat çekerek, mevcut yasal düzenlemelerin hayvanların yaşam hakkını korumaktan uzak olduğunu ve hatta onların katledilmesini meşrulaştırdığını savundu.
Sokaklar Artık Güvenli Değil!
İzmir Barosu, bir zamanlar sokakların hayvanlar için bir yaşam alanı olduğunu, ancak bugün sistematik şiddetin, nefretin ve hukuksuzluğun kol gezdiği tehlikeli yerler haline geldiğini belirtti. Baro, 2 Ağustos 2024’te kabul edilen “Hayvanları Koruma Kanunu” ile sokak hayvanlarının toplanıp barınaklara hapsedilmesinin öngörüldüğünü ve bu durumun hayvanlar için bir ölüm kampı anlamına geldiğini ifade etti.
Baro'nun açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Takvimler 4 Nisan “Dünya Sokak Hayvanları Günü”nü gösteriyor. Ancak biz bu günü ne kutlayabiliyor ne de görmezden gelebiliyoruz. Çünkü bu topraklarda, sokakta yaşayan hayvanların her geçen gün daha da derinleşen bir hayatta kalma mücadelesi verdiğini; vicdanı susturulmuş bir toplum düzeninde şiddetin sıradanlaştığını biliyoruz."
Barınaklar Toplama Kamplarına Mı Dönüştü?
İzmir Barosu, son aylarda yaşanan gelişmelere de dikkat çekti. Baro, barınakların toplama kamplarına dönüştüğünü, kısırlaştırma ve rehabilitasyon yükümlülüğünü yerine getirmeyen belediyelerin sokakta yaşayan hayvanları toplamanın ve öldürmenin yollarını aradığını, siyasi iktidarın ve bazı yerel idarecilerin nefret söylemlerinin toplumu hayvanlara düşman etmeye başladığını ve yüzlerce canın yok edildiğini belirtti.
Baro'nun eleştirdiği noktalar şunlar:
- Barınakların toplama kamplarına dönüştürülmesi
- Belediyelerin kısırlaştırma ve rehabilitasyon görevini yerine getirmemesi
- Siyasi nefret söylemleri
- Hayvanlara yönelik şiddetin artması
Hukuki Mücadele Devam Edecek!
İzmir Barosu, bu yasa ve yönetmeliğin Anayasa’ya ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı olduğunu savunarak, iptali için daha önce Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğunu ve şimdi de yönetmeliğin iptali için Danıştay’a seslendiğini açıkladı. Baro, her bir can için, her bir ihlal için ve her bir katliam için yasal süreçlerin sonuna kadar takipçisi olacaklarını vurguladı.
İzmir Barosu'nun bu sert tepkisi, hayvan hakları savunucularının umutlarını yeşertirken, yasal düzenlemelerin hayvanların yaşam hakkını koruyacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği konusundaki tartışmaları da alevlendirdi. Baro'nun hukuki mücadelesi, hayvan hakları konusunda farkındalık yaratmaya ve kamuoyunun dikkatini çekmeye devam edecek gibi görünüyor. Unutmayalım ki, hayvanların yaşam hakkı pazarlık konusu değil, hukukun güvencesidir.
