28 Nisan 2025 Pazartesi

Pergamon Efsanesi: 9 Bin Talentlik Düş Gerçek Oldu!

Bir zamanlar, Büyük İskender'in fethinden sonra Anadolu toprakları, onun sadık komutanlarına emanet edilmişti. O komutanlardan biri olan Lysimakhos, ardında tam 9 bin talentlik bir servet bıraktı. Bu servet, Philetairos'un ellerinde şekillenerek, sadece bir ülke değil, zamana meydan okuyan bir düşe dönüştü. İşte böyle doğdu Pergamon: Taşlarıyla dua eden, rüzgârlarıyla şarkı söyleyen efsanevi şehir.

Pergamon: Antik Dünyanın Parlayan Yıldızı

Pergamon, antik dünyanın parlayan yıldızıydı. Her adımda bir kralın gölgesi, her duvarda bir tanrının soluğu hissedilirdi. Zeus Sunağı, dev heykeller ve akıl sır ermez tapınaklar, bu kentin kalbinden fışkırmıştı. Dünya, onun güzelliğini bizden önce fark etti; şimdi ise biz, geçmişin suskun şarkısını yeniden işitiyoruz. Pergamon, 999’ncu sıradan UNESCO’nun ölümsüzler listesine katıldı; ama gerçek yeri her zaman yıldızların yanı oldu.

Bir gün Kale Dağı’nın zirvesine adım attığınızda, Bergama’nın en yüce noktasına ulaşmış olursunuz; her bir adımda, yüzyılların izleri gözlerinizi kamaştırır. Şehrin zirvesinde, bulutlarla dans eden Traianus Tapınağı yükselir. Hadrianus, tanrılaşan İmparator Traianus için göklere armağan ettiği bu yapıyı inşa ettirdi. Hemen altında Bakırçay Ovası serilirken, uzakta Kınık’ın serinliği dalgalanır. Yeşilin kucağında Bergama, yeryüzünün eşsiz mücevheri gibi parıldar.

Pergamon, suyun dişiliğini ve güzelliğini izler, Kronos’un çocukları parşömene, tanrıların şafağını yazar. Sanki bu şehir hiç var olmamış gibi, rüzgârı bile özenle seçmişti: kuzeyden gelen meltem, zamanın elleri gibi yüzümüzü okşardı. Akıl, Zeus gibi yenilmezdi.

Asklepion: Ölümün Giremediği Diyar

Burada bir mucize yeri vardı: Asklepion. Ölümün girmeye cesaret edemediği bir diyar… Müzikle ruhlar iyileşir, suyla bedenler arınır, sözcüklerle kalpler onarılırdı. İlk tedaviyi keşfeden hekim Galenos burada doğdu, burada insanlığa şifa yolları yazdı. Efsaneler fısıldar: Zeus, ateşi çalıp insanlığa umut getiren Prometheus’u cezalandırır; torunu Asklepios’u bile affetmez. Çünkü ölümsüzlük, tanrıların tekelindeydi. Tıpkı José Saramago’nun anlattığı gibi: Ölümün olmadığı bir dünya, hayatı tutsak eder. Ya ölüm aşık olursa ve aşktan başı dönen ölüm, görevini yapmayı unutursa?

Pergamon'da tıp ve şifa alanında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Asklepion, dönemin en ünlü tedavi merkezlerinden biriydi ve hastalara umut ışığı olmuştur. Burada uygulanan yöntemler, günümüz tıbbının temellerini oluşturmuştur.

Pergamon'un Mirası ve Aşkın Masalı

Ve işte bugün, 9 bin talentlik bu düş diyarı, hâlâ rüzgârın ucunda bir sır gibi fısıldıyor: Ölümün unutulduğu bir yerde aşk da küllenir; Pergamon, zamanın unutamadığı aşk masalı… Pergamon sadece taş ve topraktan ibaret değil, aynı zamanda bir ilham kaynağıdır. Onun hikayesi, insanlığın azmini, bilime olan inancını ve güzelliğe olan tutkusunu yansıtır. Bu antik kent, günümüzde de ziyaretçilerini büyülemeye ve onlara unutulmaz bir deneyim yaşatmaya devam ediyor.

İlgili Haberler