
Özel Hastaneler Kanser Hastalarını Nasıl Sömürüyor? Şok İddia!
Türkiye'de sağlık sektöründe yaşanan özelleştirme dalgası, özellikle kanser hastaları için ciddi sorunlara yol açıyor. Özel hastanelerin, tedavi süreçlerinde hastalardan aldığı ilave ücretler, hem yasal tartışmaları beraberinde getiriyor hem de hastaların cebini yakıyor. İzmir Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Fahri Yüce Ayhan, bu konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Özel Hastanelerin "Çift Kadro" Oyunu
Dr. Ayhan, özel hastanelerin kanser hastalarından aldığı ilave ücretlerin aslında mevzuata aykırı olduğunu belirtiyor. SGK Sağlık Uygulama Tebliği'nde (SUT) açıkça belirtildiği gibi, radyoterapi, kemoterapi ve radyo izotop tedavileri gibi kanser tedavilerinde ilave ücret alınmaması gerekiyor. Ancak hastaneler, "SGK anlaşmasına dahil değil" diyerek hastaları farklı bir tarifeye yönlendiriyor.
Bu durum, hastanelerin "çift kadro" uygulamasından kaynaklanıyor. Daha tanınmış ve yetkin doktorlar, genellikle SGK'lı hastalar yerine ilave ücret ödeyen hastalara hizmet veriyor. Bu da kanser hastalarının, daha iyi tedavi alabilmek için daha fazla ödeme yapmak zorunda kalması anlamına geliyor.
- SGK anlaşmalı doktor seçeneği kısıtlı
- Tanınmış doktorlar ilave ücret talep ediyor
- Hastalar daha iyi tedavi için daha fazla ödemeye zorlanıyor
Sağlıkta Özelleştirme Faturası Kabarıyor
Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birlikte vatandaşların sağlık harcamaları için ceplerinden çıkan para miktarı son 15 yılda yüzde 146 oranında arttı. Bu durum, hastanelerin de gelirlerini artırmak için farklı yollar aramasına neden oluyor. Hastaneleri bir işletme gibi yönetmeye çalışmak, kâr elde etme zorunluluğunu beraberinde getiriyor. Bu da ya sağlık personelinin maaşlarından kesinti yapılmasına, personel sayısının azaltılmasına ya da daha ucuz malzeme kullanılmasına yol açıyor.
Dr. Ayhan, hastaların hastane kapılarında pazarlık yapmak zorunda kaldığına dikkat çekiyor. Bu sistem, durumu iyi olanların daha iyi hizmet alabilmesine olanak tanırken, maddi durumu yetersiz olan milyonlarca insanı ise devlet hastanelerinin yetersiz koşullarında tedavi olmaya mahkum ediyor. Ne yazık ki, devlet hastanelerinin de iyileştirilmesi için yeterli bütçe ayrılmıyor.
Bütçe Şehir Hastanelerine, Sıkıntı Vatandaşa
Sağlık Bakanlığı'nın tedavi hizmetlerine ayırdığı bütçenin yönetimiyle ilgili de ciddi sıkıntılar var. Kamu Özel İş Birliği (KOİ) modeliyle yapılan şehir hastanelerine ayrılan bütçe, diğer hastanelerin payını azaltıyor. Sağlık Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı'nın verilerine göre, KOİ modeliyle yapılan sağlık tesislerine 2025 itibarıyla 52 milyar TL'den fazla harcama yapıldı. Bu rakamın, halen faaliyette olan 18 şehir hastanesinin hizmet bedeli olduğu tahmin ediliyor.
Bu durum, Sağlık Bakanlığı'nın tedavi hizmetlerine ayırdığı bütçenin önemli bir kısmının şehir hastanelerine gitmesi anlamına geliyor. Oysa İzmir'de malzeme sıkıntısı yaşayan, depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılıp yeniden yapılması gereken birçok kamu hastanesi bulunuyor. Dr. Ayhan, devletin 18 şehir hastanesine bir yılda ödediği parayla 33 tane yeni Sağlık Bakanlığı hastanesi yapabileceğine dikkat çekiyor.
Sonuç olarak, sağlıkta yaşanan sorunlar mevcut sistemin tercih edilmesiyle ilgili. Özel hastanelerin ön plana çıkarılması, özel hizmetlerin teşvik edilmesi ve Sağlık Bakanlığı'nın bir finans aracısı gibi çalışması, kanser hastaları başta olmak üzere birçok vatandaşın mağdur olmasına neden oluyor. Bu durumun değişmesi için, sağlıkta kamu hizmetinin güçlendirilmesi ve özel hastanelerin denetiminin artırılması gerekiyor.