
Kozak Yaylası Rahat Bir Nefes Aldı! ÇED İptali Köyleri Umutlandırdı
İzmir'in Bergama ilçesine bağlı Okçular Köyü sakinleri, iki yıldır süren mücadelelerinin meyvesini aldı. Köyde yapılması planlanan granit ocağı projesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından iptal edildi. Ancak, Kozak Yaylası için alınan üçüncü derece doğal SİT alanı kararı, köylülerin sevinci kadar endişelerini de beraberinde getirdi.
Madene 'Koruma Zırhı' mı?
Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel, Kozak Yaylası'ndaki madencilik faaliyetlerinin doğayı acımasızca tükettiğini belirterek, bütünlüklü bir koruma gerektiğini vurguladı. Engel, yeni yayımlanan Doğal Sit Alanı ilanının, koruma sağlamaktan ziyade madencilik faaliyetlerine 'koruma zırhı' oluşturduğunu iddia etti. "İlk kez sit kararlarının madencilik sektörünün önünü açmak için alındığına tanıklık ediyoruz," diyen Engel, kararın mutlaka sorgulanması gerektiğini ifade etti.
Engel, son bir yıldır bölgede taş ocaklarına yeniden ruhsat verileceğinin konuşulduğunu belirterek, yeni SİT kararının madencilik faaliyetlerini meşrulaştırdığını ve artırdığını savundu. Kararın amacının görünüşte doğal bitki örtüsünü korumak olduğunu ancak içeriğinde, 'Doğal sit alanı içinde madencilik yapılmasında sakınca yoktur' şeklinde ifadeler bulunduğunu belirtti. Engel, Bakanlığın bu kararlarla doğayı sermayeye açtığını iddia etti.
'Sahip Çıkılsın' Çağrısı
Okçular Mahalle Muhtarı Ali Öğüt, köy halkı olarak bir araya gelerek mücadele kararı aldıklarını söyledi. Öğüt, köylerinde çam fıstığı ağaçları, zeytinlikler ve bağlar bulunduğunu ve buranın geçim kaynakları olduğunu vurguladı. Dağların üst kesimlerine üç ayrı firmaya taş ocağı ruhsatı verildiğini ve bunun üzerine ÇED sürecinin başlatıldığını belirten Öğüt, köylülerine maden ocaklarının uzun vadede tarımı, hayvancılığı ve zeytinciliği bitireceğini anlattığını söyledi. Öğüt, "Şimdi çok mutluyuz. Devletimizin artık bu bölgeye sahip çıkmasını, köylünün yanında olmasını istiyoruz," diye konuştu.
Kozak Yaylası Artık Bu Yükü Kaldıramaz
Bergama Belediye Meclis Üyesi Av. Serdar Sinan, masa başında alınan kararlarla doğanın tüketildiğini vurguladı. Bölgede onlarca firma ve işletmenin aktif olduğunu belirten Sinan, 1990'lı yıllarda istihdam vaadiyle halkta oluşturulan genel kabulün artık ortadan kalktığını söyledi. Toz, araç yoğunluğu ve gürültü nedeniyle gündelik yaşamın felç olduğunu belirten Sinan, köylülerin artık bu işletmeleri istemediğini ifade etti.
Sinan, Yukarıcuma köyünde yaşanan benzer girişimlerin halkta ciddi bir farkındalık yarattığını belirterek, vatandaşların artık halkı bilgilendirme toplantılarına ihtiyaç duymadığını, çünkü bu faaliyetlerin neye yol açtığını günlük yaşamlarında birebir yaşadıklarını söyledi. Kozak'ın doğasının ve taşıma kapasitesinin fazlasıyla aşıldığını vurgulayan Sinan, "Kozak bu yükü artık kaldıramaz. Buna rağmen masa başında alınan kararlarla ruhsatlar veriliyor," dedi.
Son olarak SİT kararı hakkında konuşan Sinan, kararın yetersiz olduğunu belirterek, "Eğer gerçekten bir koruma statüsünden söz ediliyorsa, bu karar madencilik faaliyetlerinin devamını değil, durdurulmasını sağlamalıydı. Mevcut karar, madenciliği tamamen ortadan kaldırmaya yönelik değil. Bu da beraberinde ciddi kaygılar getiriyor," ifadelerini kullandı.
Emekli olduktan sonra eşinin köyü olan Okçular Köyü'ne yerleşen Kozak Köyüm Kafe işletmecisi Meral Yıldırım, "İzmir'den, Dikili'den, Ayvalık'tan, Bergama'dan insanlar geldi. Omuz omuza verdik, bu raporu iptal ettirdik," dedi. Yıldırım, Türkiye'de maden ocaklarının istenilen her yerde, istenildiği şekilde açılabildiğini vurgulayarak, "Bizi yok sayıyorlar. Ama biz kadınlar olarak burada yaşamın, çocuklarımızın, ormanlarımızın peşindeyiz. Kozak'ta taş ocağı istemiyoruz. Olanlar da kapatılsın," diyerek tepkisini dile getirdi.
Kozak Yaylası'nda yaşanan bu gelişmeler, çevre mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. ÇED sürecinin iptali köylüler için bir zafer olsa da, SİT alanı kararı ve madencilik faaliyetlerinin devam etme olasılığı, bölge halkının ve çevrecilerin tetikte olmasını gerektiriyor. Kozak Yaylası'nın doğal güzelliklerinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için mücadele devam edecek gibi görünüyor.














