İzmir'de, görevden alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na destek protestoları sonrası yaşanan gözaltılar büyük yankı uyandırdı. Emek ve Demokrasi Güçleri, yapılan operasyonlara sert tepki göstererek, "Halkın demokratik mücadelesi engellenemez!" açıklamasında bulundu. Peki, bu gelişmelerin arkasında neler yatıyor? İşte detaylar...
Gözaltılar ve Tepkiler
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun görevden uzaklaştırılmasının ardından İzmir'de düzenlenen protestolar, sabah saatlerinde birçok kişinin gözaltına alınmasıyla sonuçlandı. Bu durum, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri'ni harekete geçirdi. Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde bir araya gelen grup, basın açıklaması yaparak gözaltılara tepki gösterdi. Açıklamada, gözaltına alınanların susturulmaya çalışıldığına dikkat çekilerek bu durumun kabul edilemez olduğu vurgulandı.
İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz, Emek ve Demokrasi Güçleri adına yaptığı açıklamada, 42 kişinin gözaltına alındığını belirtti. Yılmaz, kimseyi yalnız bırakmayacaklarını vurgulayarak, "Bugün İzmir güne gözaltı dalgasıyla başladı. Siyasi iktidar, hukuku bir sopa olarak kullanmaya devam ederek toplumsal muhalefeti susturmaya, sindirmeye çalışıyor. Ancak bunun başarıya ulaşamayacağını yaşanan toplumsal olaylarla görmüş olması gerekirken halen aynı baskı ve yıldırma politikalarıyla toplumu dizayn etmeye çalışması büyük bir çaresizliktir" dedi.
1 Mayıs Vurgusu ve Mücadele Kararlılığı
Av. Sefa Yılmaz, açıklamasında 1 Mayıs'a da dikkat çekerek, Mart protestolarından gözaltına alınanların sahipsiz olmadığını belirtti. "Tam da 1 Mayıs öncesi gerçekleşen bu gözaltılar iktidarın düşündüğünün aksine bizlerin alanlara inme, sözümüzü söyleme, mücadele etme kararlılığımızı daha da güçlendirmiştir. Bu 1 Mayıs’ta sesimiz her zamankinden daha gür çıkacak" ifadelerini kullandı. Yılmaz, Mart protestolarının ülkenin sahipsiz olmadığını, insanların haklarına ve özgürlüklerine sahip çıktığını kanıtladığını vurguladı.
Yılmaz, şunları ekledi: "Mart protestoları, bu ülkenin işçilerinin, emekçilerinin, gençliğinin, kadınlarının, koskoca bir halkın birbirine sıkı sıkıya sarıldığını ve bu birlik fikri ve duygusunu hiçbir faşist yöntemin kıramayacağını anlatmıştır. Mart protestoları, bu ülkenin üzerine serpilmek istenen ölü toprağını kaldırıp atmış, bu karanlık ve faşizm şartlarında hepimizin aydınlığı görmesini sağlamış, güneşli güzel günlere olan inancımızı bir kez daha tazelemiştir."
Hukukun Temel Kuralları İhlal Ediliyor Mu?
İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz, hukukun en temel usul kurallarının ortadan kaldırıldığına dikkat çekerek, yaşanan gözaltıların siyasi sebeplerden başka türlü açıklanamayacağını savundu. Yılmaz, "Ülkemiz, hukukun en temel usul kurallarının ortadan kaldırıldığı, anayasada sayılı demokratik hak ve özgürlüklerin sadece kâğıt üzerinde kaldığı bir coğrafyaya dönüştürülmüştür. İnsanlar büyük bir suç örgütüne operasyon düzenleniyormuşçasına şafak operasyonlarıyla evlerinden alınmaktadır" dedi.
Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: "Gözaltına alınmak adeta bir vatandaşlık görevi haline getirilmektedir. Bu ağır faşizm şartlarında bizlere düşense direnmek, birleşmek ve daha çok mücadele etmektir. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet ve sosyal medya paylaşımları bahane edilerek tüm toplum üzerinde hakim kılınmaya çalışılan korku iklimi artık başarıya ulaşamayacaktır. Ülkemiz hukukun, insan haklarının, evrensel değerlerin, emeğin, demokrasinin ve özgürlüklerin ülkesi olacaktır. O günler çok yakındadır."
İzmir'deki gözaltılar, Türkiye'deki siyasi atmosferin ve toplumsal muhalefetin ne kadar gergin olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Emek ve Demokrasi Güçleri'nin tepkisi, halkın demokratik haklarını savunma konusundaki kararlılığını gösteriyor. Ancak, bu tür olayların gelecekte nasıl bir etki yaratacağı ve toplumun farklı kesimleri arasındaki ilişkileri nasıl etkileyeceği merak konusu olmaya devam ediyor. Unutulmamalıdır ki, ne keyfi gözaltılar, ne baskılar ne de Ortaçağ karanlığını andıran politik uygulamalar halkın demokratik ve barışçıl mücadelesini engelleyemeyecektir. Gözaltına alınan yurttaşların derhal serbest bırakılması talebi ise, kamuoyunda yankı bulmaya devam ediyor.
