İstanbul Depremi İçin Şaşırtan İddia: O Çukurlar Engelliyor Mu?
Marmara Denizi'nde beklenen büyük İstanbul depremi, uzmanlar tarafından yakından takip edilmeye devam ediyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğretim Üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Marmara Denizi'ndeki dört büyük deniz çukurunun, büyük bir deprem üremesini engellediğini iddia etti. Bu dikkat çekici açıklama, deprem korkusu yaşayan İstanbullular için umut ışığı olabilir mi?
Marmara Çukurları Deprem Enerjisini Mi Yutuyor?
Prof. Dr. Osman Bektaş, Marmara Denizi'nde bulunan Trakya, Orta Marmara, Çınarcık ve Kumburgaz çukurlarının, ana fayın kilitlenerek devasa bir deprem üretmesini engellediğini savunuyor. Bektaş'a göre bu çukurlar, sismik enerjiyi dağıtarak yavaşlatıcı bir rol üstleniyor. Bu görüşünü desteklemek için dört bilimsel temele dayandırıyor:
- Enerji Zamana Yayılıyor: Çukurların altındaki yüksek sıcaklık ve sıvı yoğunluğu, fay hattında kilitlenmeyi önleyerek "creep" (yavaş kayma) ya da "slow sliding" (yavaş sürüklenme) hareketlerini tetikliyor. Bu durum, enerjinin ani bir patlama yerine zamana yayılarak sönümlenmesini sağlıyor.
- Zayıf ve İnce Yer Kabuğu: Deniz çukurlarının altındaki yer kabuğunun kalın ve sağlam olmadığına dikkat çeken Bektaş, bu bölgelerin kırılgan yapılar barındırmadığını ifade ediyor. "Bu zayıf kabuk, büyük deprem üretimi için gerekli olan gerilimi taşıyamaz" diyor.
- Normal Faylar Gerilimi Dağıtıyor: Bu dört çukuru oluşturan daha küçük ölçekli normal fayların, Marmara Fayı üzerindeki gerilimi paylaştırdığını vurguluyor. Bu stres dağılımının, tek bir büyük kırılmanın önüne geçebileceğine dikkat çekiyor.
- Odak Derinliklerindeki Dağılım: Depremlerin odak derinliklerinin çeşitlilik göstermesinin de teoriyi desteklediğini belirten Bektaş, bu durumun büyük bir enerji patlaması yerine küçük sismik hareketlerle enerjinin boşaldığını gösterdiğini söylüyor.
Jeoloji Mühendislerinden Uyarılar Devam Ediyor
Her ne kadar Prof. Dr. Osman Bektaş'ın bu açıklaması umut verici olsa da, uzmanlar İstanbul'da büyük bir deprem beklentisinin devam ettiğini vurguluyor. Deprem hazırlıklarının aksatılmaması, binaların güçlendirilmesi ve bilinçlendirme çalışmalarının sürdürülmesi gerektiği belirtiliyor. Unutulmamalıdır ki, deprem bir doğa olayıdır ve önlem almak hayati önem taşır.
Prof. Dr. Bektaş'ın bu iddiası, Marmara Denizi'ndeki fay hatlarının karmaşık yapısını ve deprem mekanizmalarını daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Ancak, bu durum deprem riskini ortadan kaldırmadığı için, yetkililerin ve vatandaşların gerekli önlemleri almaya devam etmesi büyük önem taşıyor. İstanbul depremi gerçeğiyle yaşamayı öğrenmeli ve olası bir felakete karşı hazırlıklı olmalıyız.
