Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mart 2025'e ait işgücü istatistiklerini yayımladı. Veriler, işsizlik oranında önemli bir düşüş olduğunu gösteriyor. İşsizlik oranı %7,9 seviyesine gerileyerek son dönemlerin en düşük seviyelerinden birine ulaştı. Ancak, bu düşüşün ardında yatan faktörler ve çalışma saatlerindeki artış dikkat çekiyor.
İşsizlik Azaldı, İstihdam Arttı!
TÜİK verilerine göre, Mart ayında işsiz sayısı bir önceki aya göre 65 bin kişi azalarak 2 milyon 807 bin kişi oldu. İşsizlik oranı da %7,9'a geriledi. Cinsiyet bazında incelendiğinde, işsizlik oranı erkeklerde %6,5, kadınlarda ise %10,6 olarak hesaplandı. İstihdam piyasasında da olumlu gelişmeler yaşandı. İstihdam edilenlerin sayısı 391 bin kişi artarak 32 milyon 597 bine ulaştı. İstihdam oranı ise %49,2 oldu. Bu oran erkeklerde %66,9, kadınlarda ise %31,9 olarak kaydedildi. İşgücüne katılım oranı da arttı ve %53,4 olarak gerçekleşti.
Çalışma Saatleri Artıyor!
Verilere göre, 15-24 yaş aralığındaki genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre %15,1'e yükseldi. Genç erkeklerde işsizlik oranı %11,0, genç kadınlarda ise %22,6 olarak tahmin edildi. Ancak, iş başında olanların haftalık ortalama fiili çalışma süresi 0,3 saat artarak 43,7 saate çıktı. Bu durum, iş gücünde aktif olanların çalışma temposunun arttığını gösteriyor. Artan çalışma saatleri, işsizlik oranındaki düşüşün nedenlerinden biri olabilir mi?
Verilerin Ardındaki Gerçekler!
TÜİK'in açıkladığı bu veriler, işsizlik oranında bir düşüş olduğunu gösterse de, çalışma saatlerindeki artış ve genç nüfustaki işsizlik oranının yüksekliği düşündürücü. İşsizlik oranındaki düşüşün sürdürülebilir olup olmadığı ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi, önümüzdeki dönemde takip edilmesi gereken önemli konular arasında yer alıyor. Bu durumun daha iyi anlaşılabilmesi için detaylı analizler yapılması ve farklı sektörlerdeki gelişmelerin incelenmesi gerekiyor.
Bu veriler ışığında, işsizlik oranındaki düşüşün sevindirici olduğu kadar, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve genç istihdamının desteklenmesi de büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, kısa vadeli bir iyileşme uzun vadede sorunlara yol açabilir.