İmamoğlu Davası: Seçim Hazırlığı mı Yapılıyor? Gerçekler Ortaya Çıktı!
İzmir Ege Haberleri

İmamoğlu Davası: Seçim Hazırlığı mı Yapılıyor? Gerçekler Ortaya Çıktı!


24 April 20255 dk okuma25 görüntülenmeSon güncelleme: 17 December 2025

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturmayı ve sonrasında yaşanan kayyum atamalarını sert bir dille eleştirdi. Çelik, bu durumu seçimlere yönelik bir hazırlık olarak değerlendirerek, "Seçim öncesi iletişim kuşatması" olarak nitelendirdi.

Kayyum Atamaları ve Reklam Panoları

Çelik'in paylaştığı videoda, İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturma kapsamında kayyum atanan 24 şirketin 12'sinin reklam şirketi olduğuna dikkat çekiliyor. Bu şirketlerin Türkiye genelindeki yaklaşık 30 bin reklam panosunu kontrol ettiği ve bu panoların artık devletin atadığı yöneticiler tarafından yönetileceği belirtiliyor.

  • Kent Vizyon
  • Vizyon Kent
  • Urbanmedia
  • SMO
  • BVA
  • SEV

Bu şirketlerin sadece isim olmadığı, aynı zamanda Türkiye'nin dört bir yanındaki billboardları yöneten firmalar olduğu vurgulanıyor. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere birçok şehirdeki reklam panolarının kontrolünün değişmesi, seçim öncesi önemli bir stratejik hamle olarak değerlendiriliyor.

"Seçim Öncesi İletişim Kuşatması"

Çelik, bu durumu sadece bir yolsuzluk davası olarak görmediğini, aynı zamanda muhalefetin görünürlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik bir operasyon olarak değerlendirdiğini ifade ediyor. Bir belediye başkanına dava açıp reklam firmalarına kayyum atayarak hem itibarın hedef alındığını hem de iletişim alanına el konulduğunu savunuyor. Bu operasyonun adını ise "Seçim öncesi iletişim kuşatması" olarak koyuyor.

Çelik'in videoda yer alan ifadeleri şöyle:

Gerçekleri konuşalım. Reklam panoları kimin eline geçti? Son haftalarda Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen yolsuzluk soruşturmasıyla birlikte 24 şirkete kayyum atandı. Ama bu 24 şirketten 12'si reklam şirketi. Türkiye'nin açık hava reklam ağının yarısı artık kayyum kontrolünde. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere yaklaşık 30 bin reklam panosu artık devletin atadığı yöneticilerle kontrol ediliyor. Bu sadece bir yolsuzluk davası değil, bu seçime giderken muhalefetin görünürlüğünü ortadan kaldırma operasyonudur. Bir belediye başkanına dava açıp reklam firmalarına kayyum atayarak hem itibarı hedef alınıyor hem de iletişim alanına el konuluyor.

Hukuk mu, Fırsatçılık mı?

Özgür Çelik'in bu açıklamaları, İmamoğlu davasının siyasi bir zemine oturtulması ve yaklaşan seçimler öncesinde muhalefetin sesini kısma çabası olarak yorumlanıyor. Kayyum atamalarıyla birlikte reklam panolarının kontrolünün değişmesi, muhalefetin iletişim stratejilerini olumsuz etkileyebilir. Bu durum, seçim yarışında eşit şartların sağlanıp sağlanmadığı sorusunu da beraberinde getiriyor. Seçim sürecinin adil ve şeffaf bir şekilde yürütülmesi, demokrasinin temel unsurlarından biridir. Bu tür gelişmelerin, seçim sonuçları üzerindeki potansiyel etkileri yakından takip edilmelidir.