İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin öncülüğünde düzenlenen "COP İzmir" paneli, iklim krizinin gıda güvenliği ve gıdaya erişim üzerindeki yıkıcı etkilerini gözler önüne serdi. Uzmanlar, artan sıcaklıklar, kuraklık ve doğal afetlerin tarımsal üretimi nasıl tehdit ettiğini ve bunun sonucunda sofralarımıza kadar uzanan bir krizin kapıda olduğunu vurguladı. Panelde, çözüm önerileri ve alınması gereken önlemler de tartışıldı.
İklim Krizi ve Gıda: İzmir'in Vizyonu
Panelin açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, iklim krizinin sadece çevresel bir sorun olmadığını, aynı zamanda sosyal ve ekonomik boyutları da olan çok yönlü bir tehdit olduğunu belirtti. Tugay, "Gıda güvenliği, kentimizin ve ülkemizin geleceği için hayati öneme sahip. Bu nedenle, iklim kriziyle mücadelede yerel yönetimler olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye kararlıyız," dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Okyay moderatörlüğünde gerçekleşen ilk oturumda "İzmir'in Gıda Perspektifi" ele alındı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Çevre Komisyonu Başkanı Saadet Çağlın, toprağın sadece tarımsal üretim için değil, aynı zamanda iklim dengesi için de hayati öneme sahip olduğunu vurgulayarak, "Ekolojik gücü korumak zorundayız," dedi. Tarım, Orman ve Hayvancılık Komisyonu Başkanı Selçuk Karakülçe ise, toplantılardan çıkan önerilerin sahada karşılık bulmasının önemine dikkat çekti.
İzmir Ticaret Borsası Genel Sekreteri Erçin Güdücü, tarımsal üretimdeki değişime dikkat çekerek, "Menemen bir zamanlar pirinç havzasıydı. Şimdi pamuk bile yetiştirilemiyor," ifadelerini kullandı. İZMAR Genel Müdürü Öztürk Kurt ise, İzmir'de sağlıklı ve uygun fiyatlı gıda sunan İZMAR marketlerinin sayısının arttığını ve bu hafta Gaziemir'de üçüncü İZMAR'ın açılacağını duyurdu. Prof. Dr. Pınar Okyay da Süt Kuzusu ve okul beslenme paketi gibi sosyal destek programlarının önemine değindi.
Uzmanlardan Uyarılar: Tehlike Çanları Çalıyor
İkinci oturumda, Dr. Bülent Şık moderatörlüğünde "İklim Krizi Karşısında Gıda Güvenliği ve Erişimi" konusu masaya yatırıldı. Prof. Dr. Funda Barbaros, Prof. Dr. Derya Eşen ve Dr. Fatih Özden, iklim değişikliğinin tarımsal üretim üzerindeki etkilerini bilimsel verilerle ortaya koydu. Sunumlarda, kuraklık, sel, aşırı sıcaklar ve zararlı organizmaların yaygınlaşmasının, ürün verimliliğini düşürdüğü ve gıda fiyatlarını artırdığı vurgulandı.
Konuşmacılar, özellikle su kaynaklarının azalmasının ve toprak verimliliğinin düşmesinin, gelecekte gıda krizine yol açabileceği konusunda uyardı. Ayrıca, iklim değişikliğinin biyoçeşitliliği tehdit ettiği ve yerel tohumların kaybolmasına neden olduğu da belirtildi.
Çözüm Önerileri ve Gelecek Adımları
COP İzmir paneli, yuvarlak masa çalışmalarıyla devam etti. Katılımcılar, bitkisel üretim, hayvansal üretim, su ürünleri, biyoçeşitlilik, yeşil kuşaklar, kentsel tarım, gıda lojistiği, agroekoloji, su tüketimi ve su kirliliği gibi başlıklarda çözüm önerileri geliştirdi. Panelin sonunda, iklim kriziyle mücadelede yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının, özel sektörün ve bireylerin işbirliği yapmasının önemi vurgulandı.
Panelde öne çıkan bazı çözüm önerileri şunlardı:
- Sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması
- Su kaynaklarının verimli kullanılması
- Yerel tohumların korunması ve çoğaltılması
- Gıda israfının önlenmesi
- Kentsel tarımın desteklenmesi
- İklim dostu gıda tüketim alışkanlıklarının teşvik edilmesi
COP İzmir paneli, iklim krizinin gıda güvenliği üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, bu konuda farkındalık yaratılmasına ve çözüm önerileri geliştirilmesine katkı sağladı. Ancak, bu sadece bir başlangıç. İklim kriziyle mücadelede daha kararlı adımlar atılması ve gıda güvenliğinin sağlanması için tüm paydaşların işbirliği yapması gerekiyor. Aksi takdirde, gelecekte sofralarımızda çok daha büyük sorunlarla karşılaşabiliriz.
