İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), son günlerde gündeme gelen 'zorla bağış' iddialarına yönelik kapsamlı bir açıklama yaptı. İBB Basın Danışmanlığı tarafından yapılan "Yalanlar ve Gerçekler" başlıklı açıklamada, iş insanı Mehmet İlhan Gülay'ın iddialarına tek tek yanıt verildi. Açıklamada, iddiaların asılsız olduğu ve sürecin tamamen yasal ve şeffaf bir şekilde yürütüldüğü vurgulandı. Peki, İBB'nin bu sert yanıtının perde arkasında neler var? İşte tüm detaylar...
İBB'den Sert Yanıt: "İddialar Gerçek Dışı!"
İBB, Mehmet İlhan Gülay'ın "İBB beni bağışa zorladı", "İBB, bağışı zorla yaptırdı; protokol baskıyla imzalatıldı" ve "İmar planları özellikle geciktirilerek şirket bağışa zorlandı" şeklindeki iddialarına net bir şekilde cevap verdi. Yapılan açıklamada, iddiaların hiçbir dayanağı olmadığı ve sürecin tamamen yasal prosedürlere uygun olarak yürütüldüğü belirtildi. İşte İBB'nin o açıklaması:
- Yalan: İBB, iş insanı Mehmet İlhan Gülay’ı yaklaşık 10 milyon dolarlık taşınmazı, Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla bağış yapmaya zorladı. Süreci Yakup Öner, Buğra Gökçe ve Yavuz Erkut yönetti yalanı.
- Gerçek: Protokol, İBB Meclisi’nin 12 Ocak 2023 tarihli kararları doğrultusunda hazırlanmıştır. Bu kararlar; eğitim, sosyal donatı, itfaiye ve zemin altı otopark gibi kamu yararına ayrılmış alanların planlanmasına yöneliktir. Plan notlarında geçen “terk”, “intifa”, “kamusal kullanım” gibi ifadeler bağış değil, imar planı gereği yasal kamusal yükümlülüklerdir. Yavuz Erkut, Temmuz 2020’de İBB Genel Sekreterliği görevinden ayrılmıştır. İddialara konu olan tarihte görevde bile değildir.
Protokol Baskıyla mı İmzalatıldı? İBB'den Cevap!
İddiaların en çok tartışılan noktalarından biri, protokolün baskıyla imzalatıldığı yönündeki suçlamalardı. İBB, bu iddialara da sert bir şekilde yanıt verdi. Açıklamada, şirketin 16 Kasım 2023 tarihli dilekçesinde kendi rızasıyla bağış yapmak istediğini beyan ettiği ve önceki dilekçesini de iptal ettiğini açıkça belirttiği vurgulandı. Ayrıca, 24 Kasım 2023 tarihli "İntifa Hakkı Kurulması ve Bağış Vaadi Sözleşmesi"nin iki tarafın da noter onayıyla imzalandığı ve tamamen yasal prosedürlere dayandığı ifade edildi. İBB, bu süreçte yalnızca imar ve kamu yararı doğrultusunda hareket ettiğinin altını çizdi.
İBB'nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "16.11.2023 tarihli dilekçede şirket, kendi rızasıyla bağış yapmak istediğini beyan etmiş, önceki dilekçesini de iptal ettiğini açıkça belirtmiştir. 24.11.2023 tarihli “İntifa Hakkı Kurulması ve Bağış Vaadi Sözleşmesi” iki tarafın da noter onayıyla imzalanmış, tamamen yasal prosedürlere dayanmıştır. Sözleşme, Türk Medeni Kanunu, Borçlar Kanunu, Belediye Kanunu esas alınarak hazırlanmış ve tarafların karşılıklı mutabakatı ile yürürlüğe girmiştir. Belediye, bu süreçte yalnızca imar ve kamu yararı doğrultusunda hareket etmiştir."
İmar Planları Neden Gecikti? İBB'den Açıklama!
Mehmet İlhan Gülay'ın iddiaları arasında imar planlarının özellikle geciktirilerek şirketin bağışa zorlandığı yönündeki suçlamalar da yer alıyordu. İBB, bu iddialara da net bir yanıt verdi. Açıklamada, plan sürecinin 2022 yılında başladığı ve Ataşehir Belediye Meclisi, İBB Şehir Planlama Müdürlüğü ve İSKİ dahil olmak üzere birçok kurumun teknik görüşleriyle şekillendiği belirtildi. Tüm planların kamuya açık olarak İBB Meclis kararıyla oy birliğiyle onaylandığı vurgulandı. Ayrıca, komisyon raporlarının alanın sosyal donatı ve kamu hizmeti ihtiyacı doğrultusunda kamuya kazandırılmasını öngördüğü ifade edildi.
İBB'nin konuyla ilgili açıklaması şu şekilde: "Plan süreci 2022 yılında başlamış, Ataşehir Belediye Meclisi, İBB Şehir Planlama Müdürlüğü ve İSKİ dahil olmak üzere birçok kurumun teknik görüşleriyle şekillenmiştir. Tüm planlar kamuya açık olarak İBB Meclis kararıyla oy birliğiyle onaylanmıştır. Komisyon raporları, alanın sosyal donatı ve kamu hizmeti ihtiyacı doğrultusunda kamuya kazandırılmasını öngörmektedir."
Sonuç olarak, İBB'nin "Yalanlar ve Gerçekler" açıklaması, 'zorla bağış' iddialarına karşı net bir duruş sergiliyor. İBB, iddiaların asılsız olduğunu ve sürecin tamamen yasal ve şeffaf bir şekilde yürütüldüğünü vurgulayarak, kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlıyor. Ancak, bu açıklama iddiaların tamamen ortadan kalkmasını sağlayacak mı, yoksa tartışmalar devam edecek mi, zaman gösterecek...