Türkiye'de ifade özgürlüğü ve basın üzerindeki baskılar mart ayında daha da arttı. Gazeteciler adliye koridorlarında ve nezarethanelerde geçirirken, çok sayıda gazeteci gözaltına alındı, tutuklandı ve yargılandı. Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği'nin (MLSA) raporu, durumun vahametini gözler önüne seriyor.
Mart Ayı İfade Özgürlüğü İhlalleri
MLSA'nın raporuna göre, mart ayında en az 151 kişi ifade özgürlüğü suçlamalarıyla yargılandı. Yargılanan 245 sanık arasında 120 gazeteci ve 30 avukat bulunuyor. Cumartesi Anneleri'nin 700. hafta davasına katılan 86 aktivist de yargılananlar arasında yer aldı. Davaların yedisinde sanıklar beraat ederken, 12 davada ise ceza kararları çıktı. İstanbul Barosu'nun görevden alınmasına karar verilen bir dava da bu döneme damgasını vurdu.
- Gözaltılar ve Tutuklamalar: Ekrem İmamoğlu'na destek eylemlerini takip eden 13 gazeteci gözaltına alındı, altı gazeteci tutuklandı.
- Tahliyeler: Gazeteci Suat Toktaş, gazeteci Eylem Babayiğit, akademisyen Çiğdem Bayraktar Ör, avukat Nazan Betül Kozağaçlı ve insan hakları savunucusu Nimet Tanrıkulu tahliye edildi.
Öne Çıkan Davalar ve Kararlar
Mart ayında sonuçlanan bazı önemli davalar şu şekilde:
- İstanbul Barosu Davası: İstanbul Barosu yönetiminin görevine son verilmesine karar verildi.
- Eylem Babayiğit Davası: Gazeteci Eylem Babayiğit, "örgüt üyeliği" iddiasıyla 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı.
- Nevşin Mengü Davası: Gazeteci Nevşin Mengü, "örgüt propagandası yapmak" suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezası aldı.
- Nasuh Mahruki Davası: Nasuh Mahruki, "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçundan 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı.
İfade Özgürlüğüne Darbe
Mart ayında yaşanan bu gelişmeler, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğüne yönelik ciddi bir darbe olarak değerlendiriliyor. Gazetecilerin haber yapma özgürlüğünün kısıtlanması, toplumun haber alma hakkını da engelliyor. Bu durum, demokrasinin temel ilkeleriyle çelişiyor ve Türkiye'nin uluslararası arenadaki imajını zedeliyor.
Türkiye'de ifade özgürlüğüne yönelik baskılar artarak devam ediyor. Gazetecilere yönelik gözaltı, tutuklama ve yargılamalar, basın özgürlüğünü tehdit ediyor. Bu durum, demokrasinin işleyişini olumsuz etkiliyor ve toplumun haber alma hakkını kısıtlıyor. Yetkililerin, ifade özgürlüğünü koruma ve basın özgürlüğünü güvence altına alma konusunda daha duyarlı olması gerekiyor. Aksi takdirde, Türkiye'nin uluslararası alandaki itibarı daha da zarar görecek ve demokratikleşme süreci sekteye uğrayacaktır.
