
Fatih Altaylı Hakim Karşısında: Erdoğan'a Tehditten Hapis İstemi!
Gazeteci Fatih Altaylı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik tehdit içerikli sözler sarf ettiği iddiasıyla tutuklanmasının ardından bugün ilk kez hakim karşısına çıkıyor. Kamuoyunun yakından takip ettiği bu dava, ifade özgürlüğü ve siyasi eleştiri sınırları açısından önemli bir dönüm noktası olabilir.
Fatih Altaylı'nın Tutuklanma Süreci
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla 20 Haziran'da gözaltına alınan Altaylı, emniyetteki işlemlerinin ardından İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edilmişti. Soruşturma savcılığında iki avukat eşliğinde ifade veren Altaylı, Cumhurbaşkanı'na yönelik herhangi bir tehdit veya hakaret kastı olmadığını savunmuştu. Altaylı ifadesinde, bir araştırma şirketinin anket sonuçlarını sosyal medya yayınında paylaştığını, söz konusu yayında Türk halkının Tanzimat'tan bu yana oy kullanarak yönetimde söz sahibi olmayı benimsediğini dile getirdiğini, kimsenin denetim dışında devlet görevine getirilmesini istemediğini aktarmıştı. Ayrıca, Türk halkının her dönem yöneticilerini eleştirebildiğini, geçmişte padişahların dahi eleştirildiğini söylediğini belirtmişti.
Savcılık ise Altaylı'yı Türk Ceza Kanunu'nun “Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı” maddesi kapsamında ve “tehdit” suçlamasıyla tutuklanma talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk etmişti. Mahkeme, Altaylı'nın tutuklanmasına karar vermişti.
Duruşma Silivri'de Görülecek
63 yaşındaki gazeteci hakkındaki davanın ilk duruşması bugün Silivri Açık Ceza Yerleşkesi 2 No’lu duruşma salonunda görülecek. Altaylı hakkında “Cumhurbaşkanını tehdit” suçundan en az 5 yıl hapis cezası isteniyor.
İfade Özgürlüğü Tartışmaları
Fatih Altaylı'nın tutuklanması ve hakkında açılan dava, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü konularında yeniden tartışmaları alevlendirdi. Birçok gazeteci, yazar ve sivil toplum kuruluşu, Altaylı'nın tutuklanmasının kabul edilemez olduğunu ve eleştiri hakkının korunması gerektiğini vurguladı. Bu dava, benzer davaların önünü açabileceği ve gazetecilerin otosansür uygulamasına yol açabileceği endişesini de beraberinde getirdi.
Davanın sonucu, Türkiye'deki basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü açısından önemli bir gösterge olacak. Kamuoyu, mahkemenin vereceği kararı merakla bekliyor.