Enver Aysever'den Bomba İtiraf: Devleti Asıl Ne Rahatsız Eder?
Gazeteci-yazar Enver Aysever, İzmir Kitap Fuarı'nda edebiyatın politik duruşu ve bir yazarın devleti nasıl rahatsız edebileceği üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu. Aysever, gerçek bir yazarın sadece döneme değil, yaşamın geneline dair sorular sorarak muhalif bir duruş sergilemesi gerektiğini vurguladı.
Edebiyat ve Muhalefet: Konfor Alanı mı, Gerçeklik mi?
Aysever, günümüzde iktidarın gölgesinde yazılan ve politik olduğunu iddia eden edebiyatın, gerçekte muhalif olup olmadığını sorguladı. Ona göre, gerçek bir sanat yapıtı, yaşamın geneline dair sorular sormalı ve bu sorular doğası gereği politik olmalıdır. İyi edebiyatın, süsten, abartılı betimlemelerden ve sahte muhalefetten arınmış olması gerektiğini savunan Aysever, "Eğer bir yazar, sadece estetikle süslenmiş ama aslında hiçbir gerçek meseleye dokunmayan bir konfor alanında yazıyorsa, o metin ne gerçek edebiyattır ne de gerçek muhalefettir. Gerçek edebiyat, yapıtın kendisine güvenmek demektir," dedi.
Soru Sormanın Gücü ve Türkiye Gerçeği
Televizyon programlarındaki cesur sorularıyla tanınan Aysever, Türkiye'de soru sormanın neden şok etkisi yarattığını da değerlendirdi. Türkiye'nin soru sormayı seven bir toplum olmadığını belirten Aysever, soru sormanın bir meseleyi sorunlaştırmak için müdahale etmek olduğunu ve bunun da filozof Sokrates'in yöntemi olduğunu ifade etti. Aysever, "Medyadaki programlarımda da yaptığım budur. Bu nedenle sorular ters köşe ediyor, çünkü hakiki sorularla nadiren karşılaşıyoruz. Ama tam da bu nedenle kıymetliler," şeklinde konuştu.
Politik Roman Hala Devleti Rahatsız Eder mi?
Aysever'e göre, devleti yazarın kurmacası değil, yazarın kendisi rahatsız eder. AKP hükümetinin uzun zamandır kendine göre bir 'yazar tipi', 'sanatçı modeli' yaratmaya çalıştığını ancak bunun mümkün olmadığını savunan Aysever, entelektüel birikimi olan, sorgulayan biriyle iktidarın tam uyum içinde olmasının beklenemeyeceğini belirtti. Aysever, "Gerçek yazar, kendi pozisyonuyla iktidarın pozisyonunu çatıştırır. Kurmaca da bu çatışmanın doğal uzantısıdır. Siz, yüzde yüz iktidara uyumlu bir sanatçı tipi yaratamazsınız. Yazarın kendisi zaten başlı başına rahatsız edici bir figürdür. Dolayısıyla, evet; politik roman hâlâ rahatsız eder. Etmelidir," diyerek sözlerini tamamladı.
Enver Aysever'in açıklamaları, edebiyatın ve yazarın toplumdaki rolüne dair önemli bir tartışma başlatırken, gerçek bir yazarın iktidara karşı her zaman sorgulayıcı ve muhalif bir duruş sergilemesi gerektiğinin altını çiziyor. Unutulmamalıdır ki, edebiyatın gücü, sadece estetik güzelliğinde değil, aynı zamanda toplumsal sorunlara ışık tutma ve insanları düşünmeye sevk etme yeteneğinde yatar.
