Eğitimde Yeni Tehlike: MESEM ve İmam Hatip Dayatması mı?
İzmir Ege Haberleri

Eğitimde Yeni Tehlike: MESEM ve İmam Hatip Dayatması mı?


03 December 20255 dk okuma21 görüntülenmeSon güncelleme: 16 December 2025

Türkiye'de eğitim sistemi, 2026 Cumhurbaşkanlığı Programı ve 12. Kalkınma Planı ile önemli bir dönüşümün eşiğinde. Planlarda yer alan "yeni derslik inşaatları", "okulların birleştirilmesi", "okul türlerinin değiştirilmesi" ve "binaların takası ve ortak kullanımı" gibi başlıklar, eğitimde köklü değişikliklerin sinyallerini veriyor. Ancak bu değişikliklerin, özellikle Fen ve Anadolu liselerinin kontenjanlarının azaltılıp, imam hatip ve meslek liselerinin kontenjanlarının artırılması yönünde olması, kamusal ve laik eğitimin geleceği hakkında endişeleri de beraberinde getiriyor.

Eğitimde Neler Değişiyor?

Bu planlar çerçevesinde, özellikle çocuk işçiliğini kurumsallaştıran mesleki eğitim merkezlerinin (MESEM) ve imam hatip okullarının sayısının artacağı öngörülüyor. Maarif Platformu'nun "Türk Eğitim Sistemi ve Zorunlu Eğitimin Yansımaları" çalıştay raporunda, sermayenin "erken yaşta ucuz işgücü" ihtiyacının karşılanması için okullaşma politikasının mesleki eğitim odaklı olması gerektiği vurgulanıyor. Hatta raporda, eğitim kurumlarının yüzde 60–70’inin meslek liselerine, MESEM’lere ve meslek ortaokullarına dönüştürülmesi öneriliyor.

MEB verilerine göre, 2024'e göre 2025'te fen ve Anadolu liselerinin kontenjanı 4 bin 80 azaltılırken imam hatip ve meslek liselerinin kontenjanı bin 919 arttı. Eğitimci Feray Aytekin, bu değişikliklerin imam hatiplerin yaygınlaştırılması hedefiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirtiyor. İllerde yürütülen çalışmalarla özellikle anadolu liselerinin kapatılarak meslek liselerine, MESEM’lere ve dört yeni okul modeline dönüştürülmesinin hedeflendiğini vurguluyor. Aytekin, "Sektör içi, sektöre entegre, bölge ve ihtisas" adı verilen bu dört modelin çocuk yaşta işçiliği yaygınlaştıracağını ifade ediyor.

Laik Eğitim Tehlikede mi?

Eğitimdeki bu dönüşümün temel hedeflerinden biri de kamusal, laik ve akademik eğitim hakkını fiilen ortadan kaldırmak olarak değerlendiriliyor. Bu durum, eğitimde fırsat eşitsizliğinin artması ve öğrencilerin geleceği üzerinde olumsuz etkiler yaratması gibi endişeleri de beraberinde getiriyor.

  • Fen ve Anadolu liselerinin kontenjanları azaltılıyor.
  • İmam hatip ve meslek liselerinin kontenjanları artırılıyor.
  • Çocuk işçiliği tehlikesi artıyor.
  • Laik eğitim riske giriyor.

Sonuç

Eğitimde yaşanan bu değişimlerin, Türkiye'nin geleceği için ne gibi sonuçlar doğuracağı merak konusu. Kamusal ve laik eğitimin korunması, çocukların geleceği için büyük önem taşıyor. Bu nedenle, eğitimdeki bu dönüşümün yakından takip edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekiyor. Aksi takdirde, eğitimde fırsat eşitsizliği artabilir ve çocukların geleceği olumsuz etkilenebilir. Unutulmamalıdır ki, eğitim bir ülkenin geleceğidir ve bu geleceği şekillendiren kararların dikkatle alınması gerekmektedir.