
Eğitim-İş'ten Proje Okulu Vurgunu: Keyfi Atamalara Dur De!
Eğitim-İş Sendikası Bergama Temsilciliği, proje okullarında yaşanan keyfi atamaları ve liyakatsiz uygulamaları protesto etti. Sendika, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) bu uygulamalarla eğitim sistemine darbe vurduğunu savunarak, atamalarda liyakatın esas alınması gerektiğini vurguladı. Yapılan basın açıklamasında, "Bu koltuklar liyakate değil, belirli odakların keyfi tasarruflarına mı tahsis edilmiştir?" sorusu dikkat çekti.
Proje Okulları: Kadrolaşma Arenası mı?
Eğitim-İş, proje okullarının kadrolaşma operasyonuna dönüştüğünü iddia ediyor. Sendikaya göre, MEB tarafından yürütülen proje okulu uygulaması, hiçbir objektif kriter gözetilmeksizin ve liyakat ilkesi tamamen göz ardı edilerek sürdürülüyor. Gece yarısı yapılan operasyonlarla 20 binden fazla öğretmenin yerinden edildiği belirtiliyor. Bu durumun eğitim sistemine, öğretmenlere, öğrencilere ve topluma yönelik sistematik bir darbe niteliği taşıdığı ifade ediliyor.
Sendika, öğrencilerine yürekten bağlı olan pek çok öğretmenin bu keyfi uygulamalardan etkilendiğini, öğretmenlerin hiçbir hukuki gerekçe sunulmadan görevlerinden alındığını ve yerlerine hangi kriterlere göre seçildiği kamuoyuyla paylaşılmayan atamaların yapıldığını vurguluyor. Bu durumun yalnızca bir görev değişikliği olarak değil, eğitim sistemini temelden sarsan ve liyakat ilkesini yok sayan bir kadrolaşma projesi olarak görülmesi gerektiği belirtiliyor.
Bergama'da Liyakatsizlik İddiaları
Eğitim-İş, Bergama'daki Yusuf Kemalettin Perin Fen Lisesi'ne yapılan müdür atamasına da dikkat çekiyor. Müdürlük görevine devam eden kişinin, kriterlere uygun başvuran meslektaşlar olmasına rağmen atanmış olmasının, hukuk kurallarının yok sayılması anlamına geldiği ifade ediliyor. Sendika, "Bu koltuklar liyakate değil, belirli odakların keyfi tasarruflarına mı tahsis edilmiştir?" sorusunu yöneltiyor.
Ayrıca, liyakatsizliği sendika tarafından belgelenmiş olan bir kurum müdürünün, meslektaşların atamaları üzerinde etkin olması durumunun da endişe verici olduğu vurgulanıyor. Eğitim-İş, MEB'in öğretmenleri siyasi görüşlerine ve sendikal tercihlerine göre ayırmak, fişlemek ve susturmak gibi bir hakkı kendisinde nasıl gördüğünün sorgulanması gerektiğini ifade ediyor. Bakanlığın görevinin; adil, objektif ve liyakate dayalı bir atama sistemi kurmak olduğu hatırlatılıyor.
Eğitim-İş'ten Kararlı Duruş
Eğitim-İş Sendikası, bu hukuksuzluk, kayırmacılık ve kadrolaşma düzenine boyun eğmeyeceklerini, öğrencileri nitelikli eğitimden mahrum bırakacak bu uygulamalara karşı sonuna kadar direneceklerini ve eğitimde liyakat sağlanana kadar Bergama’daki her okulda, her öğretmen odasında, her sınıfta bu durumu anlatacaklarını, susmayacaklarını, biat etmeyeceklerini güçlü ifadelerle belirtiyor. Sendika, mağdur edilen her bir öğretmenin yanında yer alarak gerekli tüm hukuki süreci başlatacaklarını da duyuruyor.
Velilere, öğrencilere ve tüm halka seslenen Eğitim-İş, eğitimde adalet, liyakat, laik ve çağdaş bir sistem için mücadele ettiklerini belirterek, tüm toplumun bu mücadelenin bir parçası olması gerektiğini ifade ediyor. Açıklamada, "Bu mücadele sadece öğretmenlerin değil, bu ülkenin aydınlık yarınları içindir" denilerek, okulların bilim yuvası olması gerektiği, öğretmenlerin siyasi iktidarın memuru, çocukların ise siyasi projelerin piyonu haline getirilmesine izin verilmeyeceği vurgulanıyor. Sendika, "Bu ülkenin hâlâ mücadele eden, direnen, örgütlü, Cumhuriyetçi öğretmenleri vardır. Ve biz buradayız" sözleriyle kararlılığını bir kez daha gösteriyor.