Doğum Tartışması: Normal mi, Vajinal mi? Sezaryen Seçim mi?
İzmir Ege Haberleri

Doğum Tartışması: Normal mi, Vajinal mi? Sezaryen Seçim mi?


19 April 20255 dk okuma9 görüntülenmeSon güncelleme: 11 June 2025

Kadınların doğum hikayeleri, erkeklerin askerlik anılarına benzemez; her biri farklıdır. Son zamanlarda sıkça tartışılan normal doğum ve sezaryen konularına değinmek istiyorum. Birçok kadının yaşadığı annelik deneyiminde, farklı süreçler ve heyecanlarla bebeklerimizi dünyaya getiriyoruz.

Normal mi, Vajinal mi? Doğum Türleri Üzerine

Öncelikle belirtmek isterim ki, "normal doğum" ifadesi aslında tam olarak doğru değil. Halk arasında normal doğum olarak bilinen, ameliyatsız vajinadan yapılan doğum şekline vajinal doğum denir. Bir de, ameliyatla karın bölgesinden kesilerek yapılan sezaryen doğum vardır. Peki, neden normal doğum deniyor? Anormal bir doğum var mı? Bir şeyi "normal" olarak adlandırmak için, bir de "anormal" olanının olması gerekir diye düşünüyorum.

Her doğum hikayesi farklı aksiyonlar içerir. Bazıları için keyifli ve güzel sonuçlanan bir süreçken, bazıları için zor ve acı dolu olabilir. Vajinal veya sezaryen doğum fark etmeksizin, her iki şekilde de anne için bazı zorluklar vardır. Bazen anneler mecbur kaldıkları için, bazen de korktukları için sezaryen doğumu tercih edebilirler. Ne yazık ki, toplumda bu durum "kolaya kaçma" olarak görülüyor ve yapılan yorumlar acımasız olabiliyor. Özellikle kadınların bu olumsuz yorumları yapıp ötekileştirmesi üzücü.

Kendi Doğum Hikayem ve Toplumsal Baskılar

Hamile olduğumu öğrendiğim günü dün gibi hatırlıyorum; hayatımın en mutlu günüydü. Ben de birçok kadın gibi hamilelik sürecine özeniyordum ve hayaller kurmuştum. Ancak, bebeğin anne karnındaki gelişimi ve yaşanan sorunlar her hikayede farklılık gösterir. Hamilelik sürecimin 4. ayında plasenta previa olduğum anlaşıldı. Bu durum, bebeğin pozisyonuyla ilgili bir sorundu ve bu yüzden sürekli yatmam gerekiyordu. Aksi halde bebeğimi düşürebilirdim. O günleri hiç unutmuyorum; yatak odamda tavandaki çatlakları ezberlemiştim. Tuvalet harici hiç kalkmıyordum. Sadece doktor veya hastaneye giderken dışarı çıkabiliyordum. Her ay kötü kanamalar yaşıyor ve en az 3 gün hastanede yatıyordum. Bu zorlu süreç sonunda, 7. ayımda kızımı dünyaya getirdim. Acil sezaryene alınmamla yaşadığım her duygu hala içimi ürpertiyor.

Nasıl doğum yapacağıma ben karar vermedim; birçok doğumu bebek belirliyor, bende de öyle oldu. Zor bir ameliyat ve hastane süreci yaşadık, kızım bir süre küvezde kaldı. Çevremdeki insanların en çok söylediği şey, "Keşke normal doğum yapabilseydin" oldu. Normal doğum mu? Ben anormal mi doğum yapmıştım? Bir başka cümle ise, "Eğer normal doğum yapsaydın..." şeklinde başlayan, normal doğumun zorluklarını anlatan konuşmalar... Benim gibi birçok kadının maruz kaldığı bu durumun artık değişmesi gerektiğini düşünüyorum.

Empati ve Anlayışla Yaklaşım

Hamilelik gibi zor bir süreçte, hem fiziksel hem de ruhsal birçok değişim yaşarken, sürekli tedirgin ve kaygılı olan anne adayı, vajinal doğumu yapmadığı veya yapamadığı için anneliği sorgulanıyor. Bence bu durum kabul edilemez. Empati yapıp anlayışla yaklaşarak, insanların düşüncelerine saygılı olabilmeyi başardığımızda, dışarıda daha çok gülen kadınlar ve insanlar göreceğiz.

Hamilelik sürecinde yaşanan zorluklar ve doğum şekli tercihleri, annelerin yaşadığı en özel ve hassas deneyimlerdir. Vajinal doğumun mümkün olmadığı durumlarda veya annenin tercihine bağlı olarak sezaryen doğumun yapılması, anneliğin veya kadınlığın sorgulanması için bir neden olmamalıdır. Toplum olarak, annelerin yaşadığı bu zorlu süreçte onlara destek olmalı, empati kurmalı ve kararlarına saygı duymalıyız. Unutmayalım ki, her doğum hikayesi farklıdır ve her anne, bebeğini dünyaya getirirken elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışır.