İstanbul'da "diplomasız Erdoğan" sloganı attığı gerekçesiyle gözaltına alınan ve dün adli kontrol şartıyla serbest bırakılan 20 yaşındaki genç, bugün şok bir kararla tutuklandı. Kaçma şüphesi gerekçe gösterilerek yeniden gözaltına alınan genç, adliyeye sevk edildi ve tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu ani gelişme, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Olayın Arka Planı
24 Nisan'da gözaltına alınan gençler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde ifadeleri alındıktan sonra adliyeye sevk edilmişti. Savcılık, gençler hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "suç işlemeye alenen tahrik" suçlamasıyla tutuklama talebinde bulunmuştu. Ancak İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, dün gençleri "ev hapsi ve yurt dışı çıkış yasağı" şartıyla adli kontrolle serbest bırakmıştı. Serbest bırakılma kararı sevinçle karşılanırken, dün akşam yaşanan yeni bir gelişme ile genç yeniden gözaltına alındı.
Savunma ve İddialar
Savcılık, "suç işlemeye alenen tahrik etme" suçlamasıyla tutuklama talebiyle İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen genç, hakimlikteki savunmasında daha önce savcılıkta ifade verdiğini ve üzerine atılı suçu kabul etmediğini belirterek serbest bırakılmasını talep etti. Müşteki avukatları ise Anayasa'nın 38'inci maddesi ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 206'ıncı maddelerine atıf yaparak hukuka aykırı delillerin esas alınamayacağını savundu. Avukatlar, müvekkillerinin dün adli kontrolle serbest bırakıldığını, bugün ise yeni deliller bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklamaya sevk edildiğini belirtti. Ayrıca, müvekkillerinin sosyal medya paylaşımlarından sorumlu tutulamayacağını ve hesabın kendisine ait olduğuna dair kesin delil olmadığını ifade ettiler.
- Hukuka aykırı deliller esas alınamaz.
- Paylaşımları başkaları yapıyor, müvekkil sorumlu tutulamaz.
- Hesabın müvekkile ait olduğuna dair kesin delil yok.
Avukatlar, 23 Nisan'da İstanbul'da yaşanan deprem sonrası yapılan poşet dağıtımıyla ilgili paylaşımın insanları herhangi bir suça sevk etmek için yapılmadığını savundu. Önceki karara itiraz edilmeden yeni delil var diye dosyanın yeniden sulh ceza hakimliğine getirilmesinin hukuku dolanmak olduğunu belirten avukatlar, tutuklamanın orantısız olacağını ve müvekkillerinin serbest bırakılmasını veya adli kontrol altına alınmasını talep etti.
Tutuklama Kararı ve Gerekçesi
Hakimlik, genç şüphelinin kaçma ihtimali bulunduğunu belirterek tutuklanmasına hükmetti. Kararda, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin bulunduğu ifade edildi. Ayrıca, İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği tarafından daha önce verilen adli kontrol kararının, UYAP üzerinden yapılan inceleme sonucu kaldırıldığı belirtildi. Şüpheli hakkında öngörülen ceza miktarı dikkate alındığında, kaçma ihtimalinin bulunduğu ve bu nedenle tutuklama tedbirinin yerinde ve ölçülü olacağı belirtildi. Kararda, adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı ve şüpheli hakkında herhangi bir tutuklama engelinin bulunmadığı da kaydedildi. Tüm bu gerekçelerle, şüphelinin Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. ve devamı maddeleri uyarınca tutuklanmasına karar verildi.
Bu tutuklama kararı, ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı konularında tartışmaları yeniden alevlendirdi. Olayın yankıları sürerken, hukuki sürecin nasıl ilerleyeceği merakla bekleniyor. Genç avukatların itirazları ve kamuoyunun tepkisi, davanın seyrini etkileyebilir.