Digel İşçisi Direnişte: Taciz ve Baskıyı Teşhir Edeceğiz!
İzmir Ege Haberleri

Digel İşçisi Direnişte: Taciz ve Baskıyı Teşhir Edeceğiz!


13 August 20255 dk okuma88 görüntülenmeSon güncelleme: 06 November 2025

İzmir'de bulunan Digel Tekstil işçilerinin 208 gündür süren direnişi, işçi hakları ihlalleri ve taciz iddialarıyla gündemde. İşçiler, yaşadıkları baskı, mobbing ve tacizi teşhir etmek için kararlı.

Digel İşçileri Neden Direniyor?

Digel Tekstil işçileri, 17 Ocak'ta başlayan direnişlerini, işverenin dayattığı sefalet ücretlerine ve sendikalaşma haklarının engellenmesine karşı başlattı. TEKSİF Sendikası'na üye olan işçilerden bazıları işten çıkarıldı, bu durum direnişi tetikledi. İşçiler, anayasal hakları olan sendikalaşma özgürlüğü ve insana yakışır çalışma koşulları için mücadele ediyor.

  • Sefalet ücretlerine karşı direniş
  • Sendikalaşma hakkının engellenmesi
  • İşten çıkarmalara tepki

Taciz ve Baskı İddiaları Gündemde

Direnişin temel nedenlerinden biri de fabrikada yaşanan baskı, mobbing ve taciz iddiaları. İşçiler, mesai başlamadan önce ve sonra fabrikada tutulduklarını, tuvaletlere gitmelerinin engellendiğini ve hatta tuvalet önlerinde nöbet tutulduğunu belirtiyor. Ayrıca, hamile işçilerden istenen belgeler ve regl döneminde yaşananlar da taciz olarak değerlendiriliyor.

TEKSİF Sendikası Genel Başkan Danışmanı Makum Alagöz, Almanya'daki aynı firmanın sendikalı olduğunu ve işçilere daha iyi koşullar sunduğunu belirtiyor. Türkiye'deki yabancı sermayenin, hükümetin koruma anlayışı sayesinde sömürü düzenini sürdürdüğünü ifade ediyor.

Almanya’daki firmayla en basit farkları kıyaslıyoruz buradaki arkadaşlarla. Örneğin, Almanya’daki firmada çalışan bir kadın, regl olduğunda direk ücretli regli izni kullanabiliyor. Ama buradaki firmada neredeyse hakarete uğruyorsunuz.

İşçilerden Dayanışma Çağrısı

Digel Tekstil işçileri, İzmir kamuoyundan yeterli desteği göremediklerini ifade ediyor. Ancak mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini ve tüm emek dostlarını direnişlerine destek vermeye çağırıyorlar. İşçiler, maddi destekten ziyade manevi destek ve dayanışma bekliyor.

İşten çıkarılan işçilerden Bahar Tunçer, yaşadığı sorunları anlatırken, hamile kadınlardan istenen ultrason kağıdının taciz anlamına geldiğini ve sömürünün bir parçası olduğunu vurguluyor.

Bir diğer işçi Rümeysa Kişi ise, sendikalı olmak istedikleri için işten atıldıklarını ve bu direnişin sadece Digel Tekstil için değil, diğer fabrikalardaki işçilere de örnek olacağını belirtiyor.

İşçiler, yaşadıkları sıkıntıları insan kaynaklarına bildirmelerine rağmen, sorunların çözülmediğini ve hatta yöneticilerin "Bırakın terlesinler, yemek kötüyse yemesinler, aç kalsınlar" gibi sözlerle kendilerine karşı saldırgan bir tutum sergilediklerini ifade ediyor.

İşveren tarafından kurulan prim sistemiyle işçilerin birbirine düşürüldüğünü ve doktor randevularının bile işverenin iznine tabi olduğunu belirten işçiler, bu haksızlıkların ve tacizlerin son bulması için mücadelelerini sürdüreceklerini vurguluyor.

Digel Tekstil işçilerinin direnişi, işçi hakları ihlallerine karşı önemli bir duruş sergiliyor. İşçilerin kararlılığı ve dayanışma çağrıları, diğer fabrikalardaki işçilere de ilham kaynağı oluyor. 14 Temmuz'da yapılacak basın açıklamasıyla, yaşanan haksızlıklar ve tacizler kamuoyuyla paylaşılacak ve sorumlular hakkında yasal süreç başlatılacak.