Cankurtaran Direnişi Büyüyor: Çevre Şehidi Reşit Kibar İçin Adalet!
İzmir Ege Haberleri

Cankurtaran Direnişi Büyüyor: Çevre Şehidi Reşit Kibar İçin Adalet!


17 April 20255 dk okuma10 görüntülenmeSon güncelleme: 19 June 2025

İzmir'de Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP),Artvin'de orman kıyımına karşı direnirken hayatını kaybeden Reşit Kibar'ın davası öncesinde dikkat çekici bir basın açıklaması yaptı. Çevre gönüllüleri, cinayetin üstünün örtülmeye çalışıldığını ve asıl faillerin yargılanmadığını iddia ederek adalete çağrıda bulundu.

Reşit Kibar Cinayeti: Adalet Arayışı Devam Ediyor

Artvin'in Borçka-Hopa ilçeleri arasında bulunan Cankurtaran mevkiinde, ağaç kesimini engellemek isterken hayatını kaybeden Reşit Kibar'ın davası büyük önem taşıyor. EGEÇEP üyeleri, Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanarak Reşit Kibar için adalet taleplerini dile getirdi. Platform adına konuşan Emine Akbaba, sürecin başından beri adaletin engellendiğini vurguladı.

Akbaba, "Bugün burada, bir insanlık suçu olan Reşit Kibar’ın 3 Eylül 2024’de alçakça katledilmesinin üzerinden yedi ay geçti. 18 Nisan’da yarın Reşit Kibar’ın ilk duruşması başlıyor. Reşit Kibar, deresine, ormanına, toprağına sahip çıkan Karadeniz halkının binlerce evladından biriydi. Ne yazık ki, planlı bir saldırı sonucu katledildi. Ve bu cinayetin azmettiricileri ve asıl sorumlular ile ilgili hiçbir yasal işlem başlatılmazken, ormanı için mücadele eden Çifteköprü halkı cezalandırılmak istendi. Silahın sahibi Fikret Merttürk elini kolunu sallayarak dolaşmaya devam ediyor" dedi.

Soruşturmada Usulsüzlük İddiaları

Emine Akbaba, soruşturmanın başından itibaren usulsüzlüklerle dolu olduğunu ve avukatlardan kaçırıldığını iddia etti. Bu durumun, olayın arka planının tam olarak aydınlatılmasını engellediğini savundu. Akbaba, "Beş ay boyunca gizli yürütülen bir soruşturmanın neticesinde gördük ki sanki failler olay yerine gökten zembille indirilmiş, faillerin şirketle, şirketin bürokrasi ile ilişkileri yokmuş gibi bir iddianame hazırlanmıştır. Elbette bu durum süreç boyunca adını zikrettiğimiz birçok şirket yetkilisi ve bürokratın gerek kasıt gerekse ihmal bakımından sorumluluklarının üstünü örtmektedir" şeklinde konuştu.

Akbaba, saldırıya uğrayan köylülerin suçlanmasının kabul edilemez olduğunu ve bu durumun yargı tarafından genel bir tutum haline getirildiğini belirtti. Olayın mağdurlarından Dursun Ali Koyuncu'nun, Kibar cinayetinde kullanılan silahın ruhsatlı sahibinin serbest bırakılmasına rağmen aylarca tutuklu kalmasının bu duruma örnek teşkil ettiğini söyledi.

Cankurtaran Direnişi Türkiye'ye Yayılıyor

Açıklamada, Reşit Kibar'ın ölümünün sadece bir kişinin katli olmadığı, ülke genelinde süren doğa mücadelesine gözdağı vermek isteyenlerin planlı saldırısı olduğu vurgulandı. Reşit Kibar'ın isyanının Akbelen'den Kazdağları'na, Kazdağları'ndan Çayırlı Köylülerinin direnişine kadar yayıldığı belirtildi.

  • Reşit Kibar’ın katledilişi, sadece bir kişinin yaşamına kast edilmesi değil, aynı zamanda halkın iradesine ve doğrudan yaşam hakkına yapılmış bir saldırıdır.
  • Cinayetin arkasındaki güçler, adaletin yerini bulmaması için her türlü baskıyı kullanmakta, köy halkını susturmak ve yıldırmak için köyü adeta kuşatma altında tutmaya çalışmaktadır.
  • Reşit’in isyanı ülkenin dört bir yanına yayılmıştır.

EGEÇEP, Cankurtaran Ormanı'nın adının Reşit Kibar Ormanı olması gerektiğini ve bölgedeki tüm maden arama ve işletme ruhsatlarının iptal edilmesi gerektiğini talep etti. Akbaba, "Reşit Kibar için adalet, memleket için adalettir! Reşit Kibar’ın duruşması öncesinde İzmir’den sesleniyoruz: Reşit Kibar’ın katledilmesinden sorumlu olanlar yargılansın! Cankurtaran ormanı Reşit Kibar ormanı olsun, tüm maden arama ve işletme ruhsatları iptal edilsin" dedi.

Bu olay, Türkiye'deki çevre mücadelesinin ne kadar zorlu ve tehlikeli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Reşit Kibar'ın ölümü, sadece bir kayıp değil, aynı zamanda doğa savunucularına yönelik bir tehdit olarak algılanıyor. Ancak, bu tür olaylar çevre mücadelesini daha da güçlendirecek ve adaletin sağlanması için verilen mücadele kararlılıkla sürdürülecektir.