İzmir'de yaşayan Nevra Yıldırım'ın hikayesi, gerçek bir annelik destanı. 39 yıl önce dünyaya gelen görme engelli oğlu Önder'i bir an olsun yalnız bırakmayan Nevra Hanım, onun eğitimi, iş hayatı ve sosyal yaşamında hep yanında oldu. Bu fedakarlık öyküsü, tüm annelere ilham kaynağı oluyor.
Bir Annelik Destanı: Samsun'dan İzmir'e Uzanan Sevgi
Ebe Nevra Yıldırım ve sınıf öğretmeni Ekrem Yıldırım çiftinin hayatı, 1986 yılında oğulları Önder'in doğumuyla tamamen değişti. Önder'in 2 aylıkken görme sorunu yaşadığını öğrenen çift, büyük bir üzüntü yaşadı. Doktorlar, Önder'in göz sinirlerinin gelişmediği için göremeyeceğini söyledi. Ancak Yıldırım çifti, bu durumu kabullenmek yerine oğullarının geleceği için mücadele etmeye karar verdi. 1990 yılında, görme engelliler okulu olduğu için tayin isteyerek Samsun'dan İzmir'e taşındılar.
Nevra Hanım, Braille alfabesini öğrenerek oğlunun eğitimine destek oldu. Erken emekli olarak tüm zamanını Önder'e adadı. Önder, lise eğitimini tamamladıktan sonra Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Sosyal Bilimler Bölümü'nü kazandı. Mezuniyetinin ardından EKPSS'ye (Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı) girdi ve aldığı puanla 6 yıl önce Ege Üniversitesi'ne santral memuru olarak atandı.
İşte Anne Sevgisi: İş Hayatında Bile Destek Devam Ediyor
Nevra Yıldırım, oğluna desteğini iş hayatında da sürdürüyor. Neredeyse tüm gününü oğlunun iş yerinde geçiriyor. Sabah kahvaltı yapan anne-oğul, birlikte yola çıkıyor. Doğduğu günden beri oğlunun elini hiç bırakmayan anne, evladıyla Bornova'daki iş yerine kadar gidiyor. Çoğu zaman üniversitenin bahçesinde zaman geçiren anne, akşam da oğluyla evlerine dönüyor.
Nevra Hanım, "Oğlumun can yoldaşıyım," diyerek duygularını şöyle ifade ediyor: "Oğlumun gözlerinin hiç göremeyeceğini öğrendiğimde çok üzüldüm, ilk zamanlar kabullenemedim ama daha sonra yaşamımı oğluma adamaya karar verdim. Oğlumun okumasını istedim, cahil olmasın, ileride kimseye muhtaç olmadan yaşamına devam etmesi için mücadele verdim. Ben onun hem annesi hem ablası hem arkadaşı hem de can yoldaşıyım. Önder'in fazla arkadaşı yok. Ona arkadaşlık da ediyorum. Yeri geliyor dertleşiyoruz, konuşuyoruz, mücadelemiz devam ediyor. Ölene kadar da edecek. Ben oğlumun elini asla bırakmam."
"Engelli Anneleri Asla Pes Etmesin"
Anne Yıldırım, oğlunun evlenip yuvasını kurmasını çok istediğini dile getiriyor. Anneliğin çok kutsal olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Engelli bir çocuğun varsa o başka anne oluyor. Normal anneler gibi değilsin. Sen onun her şeyini düşünüyorsun, attığı adımı bile düşünüyorsun. Bu nedenle engelli anneler mücadelelerini asla bırakmasınlar, çocuklarına sahip çıksınlar," ifadelerini kullanıyor.
Önder Savaş Yıldırım da eğitim hayatında annesinin yerinin ayrı olduğunu, onun desteği sayesinde başarılı olduğunu söylüyor. Annesinin "Benim oğlum okuyacak," sözlerini asla unutamadığını belirten Yıldırım, "O, benim her şeyim, iyi ki var. Onu çok seviyorum. Beni tüm kurslara götürdü. Hala birlikteyiz. Engelli anneleri, evlatlarına sahip çıksınlar. Annem bu kadar destek olmasaydı bu hale gelemezdim," diyor.
Nevra Yıldırım'ın fedakarlığı ve sevgisi, tüm annelere örnek olacak nitelikte. Onun hikayesi, engellerin sevgiyle aşılabileceğini ve bir annenin çocuğuna olan bağlılığının ne kadar güçlü olabileceğini gösteriyor. Bu ilham verici öykü, umut ve azim dolu bir mesaj vererek, engelli çocukları olan ailelere güç katıyor. Unutmayalım ki, sevgi ve destekle her engel aşılabilir.