Pendik Şehir Müzesi'nin restorasyonu sırasında ortaya çıkan 1964 yılına ait bir aşk mektubu, adeta zamanı durdurdu. "Ayten" ve "Yıldıray" isimlerinin geçtiği bu mektup, o dönemin duygusal atmosferini günümüze taşıyarak, Pendik'in kültürel mirasına yeni bir soluk getiriyor. Uzmanlar tarafından titizlikle incelenen mektup, müzede sergilenecek tarihi belgeler arasına girdi ve şimdiden büyük bir merak uyandırdı.
Yıldıray ve Ayten'in Zamana Meydan Okuyan Aşkı
Mektubun bulunması, Pendik'in ve İstanbul'un geçmişiyle duygusal bir bağ kurma fırsatı sunuyor. Pendik Şehir Müzesi, sadece bir sergi alanı olmanın ötesinde, kentin hafızasını canlandırmayı hedefliyor. Müzede, Pendik'in eski dokümanları, tarihi belgeleri ve replikalarının yanı sıra, Ayten ve Yıldıray'ın aşk mektubu da özel bir bölümde sergilenecek. Bu mektup, ziyaretçilere o dönemin yaşam tarzı, ilişkileri ve duygusal dünyası hakkında benzersiz bir bakış açısı sunacak.
Kazı çalışmalarında mektubu bulan Özcan Kayer, yaşadığı duygusal anları şöyle aktarıyor: "Yaklaşık 7-8 aydır müze inşasında çalışıyoruz. Kazı çalışmaları sonrasında poşete sarılmış bir mektup buldum. Açtığımda bir aşk mektubu olduğunu anladım. Bir kısmını okudum. Yıldıray ile Ayten'in aşkı yazıyordu. Yarım asırı geçen bu mektup da duygulandım ve etkilendim." Kayer, günümüzdeki ilişkilerin aksine, o dönemdeki aşkların daha "sadık" olduğunu vurgulayarak, bu mektubun müzede sergilenmesinin çok değerli olacağını belirtiyor.
Mektupta Neler Yazıyor?
Mimar Ekin Barutçu, mektubun içeriği hakkında şu bilgileri veriyor: "Arkadaşlarımız bu mektubu restorasyon çalışmaları sırasında şantiyede buldular. 1964 yılından kalan bir mektup olduğu için korumaya aldık. Okumaya başladık ve yapay zekadan destek alarak tamamlamaya çalıştık. Ayten ve Yıldıray'ın aşk hikayesini anlatıyor. Mektupta sahilde buluştukları ve evlenmek istediklerinden bahsediyor. İnişli çıkışlı bir aşk hikayesi." Barutçu, mektubun Pendik'in geçmişini ve o dönemi hatırlattığını, bu nedenle müzede sergilenmesinin önemli olduğunu vurguluyor.
Mektubun tam içeriği henüz tam olarak bilinmese de, elde edilen bilgiler o dönemdeki ilişkilerin karmaşıklığını ve romantizmini gözler önüne seriyor. Ayten ve Yıldıray'ın aşkı, inişleri ve çıkışlarıyla, o dönemin toplumsal normları ve bireysel arzuları arasındaki dengeyi yansıtıyor. Mektup, sadece iki insanın arasındaki ilişkiyi değil, aynı zamanda o dönemin sosyal ve kültürel yapısını anlamamıza da yardımcı oluyor.
Pendik Belediyesi'nin TCDD'ye ait alanı devralmasıyla birlikte müze projesi hız kazandı. Restorasyonu süren tarihi bina tamamlandığında, ibadet ve dinlenme alanlarıyla birlikte Pendik Şehir Müzesi olarak ziyaretçilerini ağırlayacak. Müzede, Pendik'in geçmişine dair eski haritalar, fotoğraflar ve resmi dokümanların yanı sıra, Ayten ve Yıldıray'ın aşk mektubu da özel bir bölümde sergilenecek. Bu sayede, ziyaretçiler hem Pendik'in tarihi ve kültürel mirasını keşfedecek, hem de bir aşk hikayesinin izlerini sürecekler.
61 yıl sonra ortaya çıkan bu aşk mektubu, Pendik Şehir Müzesi'nin en değerli parçalarından biri olmaya aday. Ayten ve Yıldıray'ın aşkı, ziyaretçilere geçmişe bir yolculuk yapma ve o dönemin duygusal atmosferini deneyimleme fırsatı sunacak. Mektup, aynı zamanda aşkın zamana meydan okuyabileceğini ve geçmişin izlerinin günümüzde hala yaşayabileceğini gösteren dokunaklı bir örnek.
