1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde İstanbul'da yaşanan olaylar sonrası gözaltına alınan kişilerin akıbeti merak konusuydu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, 416 kişiden 372'si serbest bırakılırken, 69 kişi adliyeye sevk edildi. Şimdi ise 17 kişi hakkında tutuklama talebiyle işlem yapılması gündemde. Peki, bu kişilerin suçu ne ve bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?
1 Mayıs Gözaltıları: Son Durum Ne?
İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na Muhalefet suçlamasıyla toplam 416 kişinin gözaltına alındığını belirtti. İfadeleri alınanlardan 372'si serbest bırakılırken, 8 kişi Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne gönderildi. Adliyeye sevk edilen 69 kişiden 17'si tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilirken, 52 kişi için adli kontrol tedbiri istendi. Savcılık yetkililerinden edinilen bilgiye göre, tutuklama talebiyle sevk edilenler arasında 1 Mayıs Tertip Komitesi'nden 4 kişi de bulunuyor.
Tutuklama Talebiyle Mahkemeye Sevk Edilenlerin Suçu Ne?
Gözaltına alınan kişilere yöneltilen suçlama, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek. Bu kanun, izinsiz gösteri yürüyüşleri düzenlemek, yasalara aykırı slogan atmak, kamu düzenini bozmak gibi eylemleri suç sayıyor. Ancak, gözaltına alınanların tam olarak hangi eylemlerden dolayı suçlandığı henüz net değil. Konuyla ilgili detaylı bilgilerin önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılması bekleniyor.
Bundan Sonra Ne Olacak?
Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen 17 kişinin akıbeti, Sulh Ceza Hakimliği'nin vereceği kararla belli olacak. Hakimlik, şüphelilerin ifadelerini aldıktan sonra tutuklanıp tutuklanmamalarına karar verecek. Adli kontrol tedbiri istenen 52 kişi için ise mahkeme, yurt dışı yasağı, belirli aralıklarla karakola imza verme gibi tedbirler uygulayabilir. Bu süreçte, gözaltına alınanların avukatları da müvekkillerinin haklarını savunmak için gerekli çalışmaları yapacak.
1 Mayıs olayları sonrası yaşanan gözaltılar ve tutuklama talepleri, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve gösteri hakkı gibi konuları yeniden gündeme getirdi. Yaşanan bu gelişmelerin, Türkiye'deki siyasi ve sosyal atmosferi nasıl etkileyeceği ise merak konusu.
