Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün 2025 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi, Türkiye'deki basın özgürlüğünün düşüşünü gözler önüne serdi. 180 ülke arasında 159. sırada yer alan Türkiye'nin bu durumu, İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin (İGC) sert tepkisine yol açtı. Peki, bu endeks ne anlama geliyor ve Türkiye'deki gazeteciler ne gibi zorluklarla karşılaşıyor?
Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye'nin Durumu
RSF'nin raporuna göre Türkiye, basın özgürlüğü konusunda "çok vahim" kategorisinde yer alıyor. Bu durum, ülkenin Uganda, Etiyopya ve Ruanda gibi ülkelerin gerisinde kalmasına neden oluyor. İGC, bu sıralamanın Türkiye'deki basın özgürlüğünün ne kadar karanlık bir tablo çizdiğini açıkça gösterdiğini belirtiyor.
İGC'den yapılan açıklamada, "Demokrasinin temel taşı olan basın özgürlüğünün ve temel hakların giderek kaybedildiği ülkemizde gazeteciler, toplumun hakikate ulaşması için mücadele etmektedir" ifadelerine yer verildi. Açıklamada ayrıca, gazetecilerin sadece mesleklerini yaptıkları için baskı altında kaldıkları, keyfi suçlamalarla gözaltına alındıkları ve hatta tutuklu olarak yargılandıkları vurgulandı.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin Tepkisi
İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye'deki basın özgürlüğü sorununa dikkat çekerek, şunları kaydetti:
- Gazetecilerin baskı altında kalmadan görevlerini yapabilmeleri için mücadele etmeye devam edeceklerini,
- Toplumun bilinçlenmesi, çok sesliliğin sağlanması ve bağımsız haberciliğin ancak özgür bir basınla mümkün olabileceğini,
- Basın meslek ilkeleri doğrultusunda habercilik yapan ve hakikatin serbestçe dolaşımını sağlamak için çalışan gazetecilerin en büyük kıvanç kaynağı olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin basın özgürlüğü karnesi, son yıllarda sürekli olarak düşüş gösteriyor. Bu durum, uluslararası kamuoyunda da endişeyle karşılanıyor. Gazetecilerin üzerindeki baskılar, haber yapma özgürlüğünü kısıtlayarak toplumun doğru bilgiye erişimini engelliyor.
Basın Özgürlüğünün Önemi
Basın özgürlüğü, demokratik bir toplumun vazgeçilmez unsurlarından biridir. Özgür bir basın, iktidarın denetlenmesini, farklı görüşlerin ifade edilmesini ve toplumun bilgilendirilmesini sağlar. Basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede, yolsuzluklar, hukuksuzluklar ve insan hakları ihlalleri gizli kalabilir. Bu nedenle, basın özgürlüğünü korumak ve geliştirmek, her bireyin sorumluluğundadır.
Türkiye'nin basın özgürlüğü endeksindeki bu düşüş, ülkedeki demokrasi ve insan hakları açısından ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Gazetecilerin üzerindeki baskıların son bulması, ifade özgürlüğünün güvence altına alınması ve bağımsız haberciliğin desteklenmesi gerekiyor. Aksi takdirde, Türkiye'nin uluslararası arenadaki itibarı daha da zedelenebilir ve toplumun bilgiye erişim hakkı kısıtlanabilir.
