
Tunç Soyer'in Kızından Cem Küçük'e Şok Mektup! Gerçekler Ortaya Çıktı!
İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer'in tutuklanmasının yankıları sürerken, kızı Avukat Defne Soyer'den gazeteci Cem Küçük'e dikkat çeken bir mektup geldi. Mektupta, yargılama sürecine dair önemli detaylar paylaşılırken, tutukluluğun haksız olduğu vurgulandı.
Hukuki Süreç Mi, Siyasi Baskı Mı?
Defne Soyer, mektubunda davanın aslında bir hukuki ihtilaf niteliğinde olduğunu, ancak buna rağmen ceza davası olarak görüldüğünü belirtti. İddianamede nitelikli dolandırıcılık suçlamasının hiçbir unsurunun bulunmadığını, hatta kişisel menfaat elde edilmediği tespitinin yapıldığını vurguladı. Soyer, kentsel dönüşümdeki amacın, İzmirlilerin güvenli konutlarda yaşaması ve deprem dirençli bir kent oluşturmak olduğunu, farklı bir kasıt olmadığını savundu.
Soyer'in mektubunda öne çıkan bazı noktalar:
- Bakanlar Kurulu Kararı: 2012'de Bakanlar Kurulu kararıyla kentsel dönüşüm görevi İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne verildi.
- İhale Süreçleri: Müteahhitler kârlı görmedikleri için ihalelere giren olmadı.
- Halk Konut Modeli: İzmir Depremi sonrası depremzedelerle geliştirilen "Halk Konut" uygulamasından ilham alındı.
- Kooperatifleşme: Belediye şirketi İzbeton'a verilen kentsel dönüşüm alanlarında dayanışma temelli bir finansman sağlayan kooperatifçilik uygulaması başlatıldı.
"Tutukluluk Bir Ceza Olarak Kullanılıyor"
Defne Soyer, mektubunda tutukluluğun bir ceza olarak kullanıldığını ve dolandırıcılık ile bağdaşmayacak tartışmalarla suç oluşturulmaya çalışıldığını ifade etti. Tunç Soyer'in görev süresi boyunca hiçbir kooperatifin şikayette bulunmadığını, mağduriyetlerin ise yeni yönetimin sözleşmeleri tek taraflı feshetmek istemesiyle başladığını savundu.
Mektupta ayrıca, inşaatların tamamının mülkiyetinin büyükşehir belediyesinde olduğu, bu nedenle bir zarardan bahsetmenin mümkün olmadığı belirtildi. Ödemelerini yapan ve geciken inşaatlar nedeniyle evlerini henüz teslim alamayan kooperatif ortaklarının hiçbirinin hakkının kaybolmadığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bu inşaatları tamamlayacağını defaatle beyan ettiği vurgulandı.
Türkiye Gerçeği ve Deprem Riski
Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, hükümet, belediye, STK'lar, meslek odaları ve vatandaşların ortaklaşa hareket etmesi gerektiği vurgulanıyor. En temel hak olan yaşam hakkını da kapsayan "çatı hak" olarak tanımlanan barınma hakkını sağlamak için bu gibi yenilikçi ve hukuka uygun çözümler geliştirilmelidir. Örneğin, sadece İzmir'de mevzuata göre depreme dayanıksız kabul edilen 670.000 bina varken TOKİ'nin yaptığı 5 bin konut yeterli değildir.
Soyer'in Mektubu Sonrası Gözler Cem Küçük'te
Defne Soyer'in mektubunda yer alan iddialar ve suçlamalar, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Cem Küçük'ün bu mektuba nasıl bir yanıt vereceği ve davanın seyrinin nasıl değişeceği merakla bekleniyor. Bu gelişmeler, Türkiye'deki hukuk sistemi ve yargı bağımsızlığı tartışmalarını da beraberinde getirecek gibi görünüyor.