TBMM'de bu hafta yaşanan başkanvekilliği değişimi, siyasi kulisleri hareketlendirdi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un, CHP'li Gülizar Biçer Karaca yerine MHP'li Celal Adan'ı görevlendirmesi, Meclis'te yeni bir tartışma başlattı. Bu beklenmedik hamle, akıllara "Neler oluyor?" sorusunu getirdi.
Görevlendirme Kararı ve Ardındaki Nedenler
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Genel Kurul'un 13, 14 ve 15 Mayıs 2025 tarihlerindeki oturumlarını yönetmesi için MHP İstanbul Milletvekili Celal Adan'ı TBMM Başkanvekili olarak görevlendirdi. Bu görevlendirme, Başkanlık Divanı Nöbet Çizelgesi kapsamında yapıldı. Ancak bu değişikliğin ardında, 16 Nisan'da yaşanan bir olay yatıyor. Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi işleminin yok hükmünde olduğuna ilişkin hak ihlali kararını okutan CHP Denizli Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca'ya, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş tepki göstermiş ve "yetkilerini kullanacağını" ifade etmişti.
Bu tepkinin ardından Kurtulmuş'un, Karaca'ya nöbet vermeyeceği yönünde iddialar ortaya atılmıştı. Hatta Kurtulmuş, Karaca ve Suiçmez’in “Anayasa'ya, İçtüzük'e ve teamüllere aykırı davrandığını, söz konusu uygulamanın yetki aşımı ve hukuken yok hükmünde olduğunu” savunmuştu. Bu gelişmeler, Meclis'teki gerilimi tırmandırmış ve başkanvekilliği değişikliğinin sinyallerini vermişti.
Siyasi Tepkiler ve Olası Sonuçlar
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Gülizar Biçer Karaca'ya görev vermemesi halinde Meclis'te büyük sıkıntı yaşanacağını vurgulamıştı. Bu uyarıya rağmen Kurtulmuş'un MHP'li Celal Adan'ı görevlendirmesi, CHP cephesinde büyük bir rahatsızlık yarattı. Bu durum, Meclis çalışmalarında yeni tartışmalara ve anlaşmazlıklara yol açabilir.
Bu olay, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaşanan siyasi çekişmelerin ve kutuplaşmanın bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Önümüzdeki günlerde bu kararın yankıları ve Meclis'teki siyasi dengeler üzerindeki etkileri yakından takip edilecek. TBMM'deki bu başkanvekilliği krizi, Türk siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir mi?