İzmir'de Ege Üniversitesi öğrencileri, 13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa'nın Soma ilçesinde meydana gelen ve 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği facianın 10. yıl dönümünde anlamlı bir protesto düzenledi. Öğrenciler, "İşçilerin katili sermaye düzeni", "İşçi gençlik el ele mücadeleye" sloganları atarak şenlik alanına yürüdü. Bu anlamlı yürüyüş, Soma faciasının acısını ve işçi hakları konusundaki duyarlılığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Sermaye Düzeni Eleştirisi ve Adalet Talebi
Basın açıklamasında, maden faciasının ardından yaşananların, kapitalist düzenin acımasızlığını ve sermaye devletinin işçi düşmanı karakterini açıkça gösterdiği belirtildi. Öğrenciler, madenci yakınlarına açılan davaları hatırlatarak, adaletin sağlanmadığını vurguladı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "İki askerin kollarından tuttuğu madenci yakınına tekme atan Yusuf Yerkel, ‘ticari ataşe’ olarak atanarak ödüllendirildi. Soma katliamının ardından gerçekleştirilen eylemlere yönelik açılan davalarda hala cezalar yağdırılmaya devam ederken, katliama ilişkin görülen davada 2021 yılından itibaren tutuklu sanık kalmadı." Bu sözler, adaletin tecelli etmediği yönündeki eleştirileri somut bir şekilde ortaya koyuyor.
Öğrenciler, Soma faciasının sadece bir kaza olmadığını, özelleştirme politikalarının, taşeron sisteminin ve işçiyi değil sermayeyi koruyan yasaların bir sonucu olduğunu savundu. Bu bağlamda, facianın arkasında sadece Soma Holding'in değil, aynı zamanda onu koruyan, kollayan ve denetlemeyen sermaye devleti ve iktidarın da bulunduğunu iddia ettiler. Bu eleştiriler, facianın derinlemesine analiz edilmesini ve sorumluların adalet önüne çıkarılmasını talep ediyor.
İş Cinayetlerine Son Verilmesi Çağrısı
Açıklamada, günümüzde işçilerin en temel haklarından yoksun olarak çalıştırıldığı, açlık sınırının altında yaşamaya zorlandığı ve bu koşullarda iş cinayetlerinin yaşanmaya devam ettiği vurgulandı. Öğrenciler, bu düzen değişmediği sürece iş cinayetlerinin durmayacağını belirterek, emeğin ve insanlığın kurtuluşu için mücadele etmeye devam edeceklerini ifade ettiler. Bu kararlılık, işçi hakları mücadelesinin önemini ve gerekliliğini bir kez daha hatırlatıyor.
Türkiye'de iş güvenliği konusundaki eksiklikler ve denetimsizlikler, Soma faciası gibi acı olayların yaşanmasına zemin hazırlamaktadır. İşçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin yetersizliği, taşeronlaşma uygulamaları ve sendikasızlaştırma politikaları, işçilerin hayatını tehlikeye atmaktadır. Bu nedenle, iş güvenliği standartlarının yükseltilmesi, denetimlerin sıklaştırılması ve işçi haklarının korunması büyük önem taşımaktadır.
Soma Faciası'nın Toplumsal Etkileri
Soma faciası, Türkiye toplumunda derin bir travma yaratmış ve büyük bir infiale yol açmıştır. Faciada hayatını kaybeden 301 madencinin aileleri ve yakınları, tarifsiz bir acı yaşamış ve adalet arayışına girmiştir. Faciadan sonra yapılan protestolar, toplumun duyarlılığını ve dayanışma ruhunu göstermiştir. Ancak, facianın üzerinden geçen yıllara rağmen, sorumluların tam olarak cezalandırılmaması ve iş güvenliği konusundaki sorunların devam etmesi, toplumda bir umutsuzluk ve öfke yaratmıştır.
Soma faciası, Türkiye'de işçi hakları ve iş güvenliği konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirmiş ve bu alanda daha fazla çalışma yapılması gerektiğini ortaya koymuştur. Faciadan ders çıkarılması ve benzer olayların yaşanmaması için, iş güvenliği standartlarının yükseltilmesi, denetimlerin sıklaştırılması, işçi haklarının korunması ve sorumluların adalet önüne çıkarılması gerekmektedir. Aksi takdirde, Soma faciası gibi acı olaylar tekrarlanmaya devam edecektir.
Ege Üniversitesi öğrencilerinin Soma faciasını anma ve protesto eylemi, işçi hakları mücadelesinin önemini ve gerekliliğini bir kez daha hatırlattı. Öğrencilerin kararlılığı ve adalet talebi, toplumda yankı uyandırdı ve işçi hakları savunucularına umut verdi. Soma faciası unutulmayacak ve işçi hakları mücadelesi devam edecektir.