CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, kamuoyunu sarsan bir açıklama yaparak Cumhurbaşkanlığı ve İletişim Başkanlığı'nın 2025 yılının ilk üç ayındaki harcamalarını gündeme getirdi. Kış'ın iddiasına göre, bu iki kurumun toplam harcaması 5.2 milyar TL'yi aştı. Bu durum, özellikle ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir dönemde büyük tepkilere yol açtı.
Saray'ın Harcamaları Dudak Uçuklattı
Gülcan Kış, Cumhurbaşkanlığı Beştepe yerleşkesinin 3 milyar 630 milyon TL, İletişim Başkanlığı'nın ise 1 milyar 570 milyon TL harcadığını belirtti. Bu harcamaların günlük ortalama 59 milyon TL, saatlik ise 2.5 milyon TL'ye denk geldiğini vurgulayan Kış, bu rakamların "saatte 120 asgari ücret, dakikada ise iki asgari ücret" anlamına geldiğini ifade etti. Bu karşılaştırma, harcamaların boyutunu daha çarpıcı bir şekilde gözler önüne serdi.
Harcamalar Toplumsal Faydaya Dönüşmüyor
Kış, bu denli yüksek harcamaların toplumsal faydaya dönüşmediğini savunarak, "Millet kuru ekmeğe mahkûm ama Saray her gün 59 milyon lira harcıyor. Bu parayla her gün bin öğrenciye bir yıllık burs sağlanabilir, 25 bin kişinin bir aylık gıda ihtiyacı karşılanabilir" dedi. Bu sözler, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve harcamaların önceliği konusundaki tartışmaları alevlendirdi. Kış, bütçenin halk yerine "Saray ve Saray’ın propaganda aygıtları” için kullanıldığını iddia etti.
İletişim Başkanlığı Görev Sınırını Aştı mı?
CHP'li Kış, İletişim Başkanlığı'nın 3 ayda harcadığı 1.57 milyar TL'nin "buhar olduğunu" belirterek, başkanlığın asli görevini aştığını savundu. Kış, "Bu kurum, artık halkın alın teriyle kurulan bir algı mekanizmasına dönüşmüş durumda. Tasarruf söylemleri Saray duvarlarını aşamıyor. Vatandaş kemer sıkarken, halkın parasıyla Saray’dakiler yaşıyor" şeklinde konuştu. Bu ifadeler, İletişim Başkanlığı'nın faaliyetleri ve harcamaları konusundaki şeffaflık taleplerini artırdı.
Sonuç
Gülcan Kış'ın açıklamaları, kamuoyunda büyük bir tartışma başlattı. Saray'ın harcamalarının bu denli yüksek olması, özellikle ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir dönemde büyük tepkilere yol açtı. Bu durum, kamu harcamalarının şeffaflığı ve önceliği konusundaki tartışmaları daha da alevlendirecek gibi görünüyor. Vatandaşlar, bu harcamaların nerelere yapıldığını ve toplumsal faydaya nasıl dönüştürülebileceğini merak ediyor. Bu tartışmaların, önümüzdeki günlerde daha da yoğunlaşması bekleniyor.