
OECD'den Türkiye'ye Şok Rapor! Sağlıkta Dipte miyiz?
OECD'nin "Sağlığa Bir Bakış 2025" raporu, Türkiye'nin sağlık alanındaki durumunu gözler önüne serdi. Rapor, Türkiye'nin sağlık harcamalarından, hekim ve hemşire sayısına kadar birçok önemli başlıkta OECD ülkeleri arasında son sıralarda yer aldığını gösteriyor. Bu durum, ülkemizin sağlık alanındaki mevcut durumunu sorgulatırken, geleceğe yönelik endişeleri de beraberinde getiriyor.
Sağlık Harcamalarında Sonuncu Muyuz?
Rapora göre, OECD ülkeleri 2024 yılında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYİH) ortalama yüzde 9,3'ünü sağlığa ayırırken, Türkiye bu alanda yüzde 4,7 ile sonuncu oldu. Bu oran, Meksika (%5,9) ve Lüksemburg'un (%5,9) bile gerisinde kalmamıza neden oldu. Zirvede ise ABD, Almanya ve Avusturya gibi ülkeler yer alıyor. Sağlık harcamalarındaki bu yetersizlik, sağlık hizmetlerinin kalitesi ve erişilebilirliği üzerinde doğrudan etkili olabilir.
Bu durumun nedenleri arasında ekonomik faktörler, bütçe öncelikleri ve sağlık politikaları gibi çeşitli etkenler yer alabilir. Ancak, sağlık harcamalarındaki bu düşüklük, uzun vadede halk sağlığı üzerinde olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, sağlık harcamalarının artırılması ve daha etkin kullanılması büyük önem taşıyor.
- Sağlık harcamalarının GSYİH içindeki payının artırılması
- Sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması
- Koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmesi
Hekim ve Hemşire Sayısında Alarm Zilleri
OECD ortalamasında bin kişiye düşen doktor sayısı 3,9 iken, hemşire sayısı ise 9,2 olarak belirlenmiş durumda. Türkiye'de ise bu sayılar oldukça düşük: doktor sayısı 2,4, hemşire sayısı ise 2,9. Bu veriler, Türkiye'nin hekim ve hemşire sayısı bakımından da OECD ülkeleri arasında son sıralarda yer aldığını gösteriyor. Sağlık personelinin yetersizliği, mevcut sağlık çalışanları üzerindeki iş yükünü artırırken, hasta bakım kalitesini de olumsuz etkileyebilir.
Hekim ve hemşire sayısının artırılması için çeşitli önlemler alınması gerekiyor. Bunlar arasında:
- Tıp ve hemşirelik fakültelerinin kontenjanlarının artırılması
- Sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının iyileştirilmesi
- Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi
OECD Nedir? Ne Amaçlar?
14 Aralık 1960 tarihinde imzalanan Paris Sözleşmesi ile 1961'de kurulan OECD, Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü'nün (OEEC) devamı niteliğindedir. 38 üyesi bulunan kuruluş, dünya halklarının refahını ve ekonomik kalkınmasını sağlamayı amaçlamaktadır. OECD, üye ülkeler arasında politika koordinasyonunu teşvik ederek, ekonomik büyüme, istihdam ve yaşam standartlarının yükseltilmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.
OECD'nin temel amaçları şunlardır:
- Ekonomik büyümeyi teşvik etmek
- İstihdamı artırmak
- Yaşam standartlarını yükseltmek
- Finansal istikrarı sağlamak
- Uluslararası ticareti serbestleştirmek
- Yoksullukla mücadele etmek
OECD'nin raporu, Türkiye'nin sağlık alanında önemli zorluklarla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Sağlık harcamalarının yetersizliği, hekim ve hemşire sayısındaki düşüklük gibi sorunlar, acil çözümler bekliyor. Bu sorunların üstesinden gelinmesi için, sağlık politikalarının yeniden gözden geçirilmesi, sağlık harcamalarının artırılması ve sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, Türkiye'nin sağlık alanındaki performansı daha da kötüleşebilir ve halk sağlığı olumsuz etkilenebilir.














