14 Mayıs 2025 Çarşamba

İzmir Susuz mu Kalıyor? Baraj Alarm Veriyor!

İzmir'de kuraklık tehlikesi giderek artıyor. Kentin en önemli su kaynağı olan Tahtalı Barajı'ndaki su seviyesi kritik eşiği aşarak %15.19'a kadar geriledi. Bu durum, son yılların en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçti ve uzmanlar acil önlemler alınması gerektiği konusunda uyarıyor.

İzmir'de Susuzluk Tehlikesi: Baraj Alarm Veriyor

Türkiye'nin üçüncü büyük şehri olan İzmir'de, yağışların azalmasıyla birlikte barajlardaki su seviyesi endişe verici boyutlara ulaştı. Tahtalı Barajı'nda 2024 yılında %30 olan doluluk oranı, bugün itibarıyla %15'in altına düşmüş durumda. Baraj çevresindeki yerleşim yerlerinin ortaya çıkması, su kıtlığının ne denli ciddi olduğunu gözler önüne seriyor.

TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir'deki su kriziyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Yaşar, barajların dolum döneminin Kasım-Nisan ayları arasında olduğunu hatırlatarak, yaz aylarında yaşanan düşüşlerin normal olduğunu ancak yanlış su yönetiminin sorunu daha da büyüttüğünü vurguladı.

Prof. Dr. Yaşar, "İzmir’in ana su kaynağı Tahtalı Barajı yüzde 15,19 seviyesine düştü, bu son yılların en düşük oranı. Bu düşüş Eylül ayında yüzde 3-5 seviyelerine kadar inebilir. Barajların dolum dönemi Kasım-Nisan arasıdır; yazın seviyeler hep düşer. Sorun, yanlış su yönetimidir, kuraklık değil. Barajlar doluyken bile yüzde 55-60 oranında yer altı suyu kullanılmaya devam edildi. Manisa’daki yer altı suyu 500 metreye kadar düştü ve İzmir hala buradan su çekiyor. Bu bilinçsiz kullanım Gölmarmara gibi kaynakları kuruttu," dedi.

Yanlış Su Yönetimi ve İsraf Uyarısı

Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir'deki su tüketiminin yaz aylarında %40 arttığına dikkat çekerek, halkın bahçe sulama, balkon yıkama gibi faaliyetlerle suyu israf ettiğini belirtti. Belediyelerin hala hobi bahçeleri açarak su kaynaklarını boşa harcadığını savunan Yaşar, kurakçıl peyzaj sistemine geçilmesi ve su tasarrufu önlemlerinin alınması gerektiğini vurguladı.

Yaşar'ın açıklamalarından satır başları:

  • "İzmir’de su tüketimi yazın yüzde 40 artıyor. Çünkü halk, bahçe sulama, balkon yıkama, süs bitkileri sulaması gibi işlerle suyu israf ediyor."
  • "Belediyeler hala hobi bahçeleri açıyor ve suyu boşa harcıyor. Oysa kurakçıl peyzaj sistemine geçilmeli ve su tasarrufu sağlanmalıydı."

Çözüm Önerileri ve Acil Önlemler

Belediyelerin su yönetimi konusunda yetersiz olduğunu ifade eden Prof. Dr. Doğan Yaşar, Türkiye'de kişi başı su potansiyelinin bin 310 metreküp, İzmir'de ise sadece 600 metreküp olduğunu belirterek, bu durumun su fakirliği anlamına geldiğini söyledi. Yaşar, bilimsel su yönetiminin eksik olduğunu, belediyelerde hidrojeologların bulunmadığını ve tarımda gereksiz su tüketen ürünlerin azaltılması veya yasaklanması gerektiğini vurguladı.

Prof. Dr. Yaşar, "Türkiye’de kişi başı su potansiyeli bin 310 metreküp, İzmir’de sadece 600 metreküp. Bu, su fakirliği demektir. Buna rağmen bilimsel su yönetimi eksik, belediyelerde hidrojeologlar yok. Tarımda gereksiz su tüketen ürünler azaltılmalı, gerekirse yasaklanmalı. Avrupa’da olduğu gibi yasaklar, kısıtlamalar ve tasarruf önlemleri şart. Su kaynakları havza bazlı planlanmalı, su yönetimi siyasete alet edilmemelidir. Yer altı suları acil durumlar için korunmalı, barajlar doluyken asla tüketilmemelidir. Çünkü su varsa yaşam vardır," dedi.

İzmir'deki su krizi, sadece yerel bir sorun olmanın ötesinde, tüm Türkiye'yi etkileyebilecek bir iklim değişikliği gerçeğini gözler önüne seriyor. Uzmanların uyarıları dikkate alınarak, acil önlemlerin hayata geçirilmesi ve su kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, İzmir ve benzer durumdaki diğer şehirler, gelecekte çok daha büyük su sıkıntılarıyla karşı karşıya kalabilir.

İlgili Haberler