İzmir Otogarında Haciz Şoku! Yargı Kararı Dinlenmedi Mi?

İzmir Şehirler Arası Otobüs İşletmeleri A.Ş. (İZOTAŞ) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Niyazoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin otogarda gerçekleştirdiği haciz işlemine sert tepki gösterdi. Niyazoğlu, yargı kararını hiçe sayarak yapılan bu uygulamanın amacının kendisini yıpratmak olduğunu öne sürdü ve tüm gelirlerinin haczedildiğini belirtti. Bu durum, İzmir otogarının geleceği ve şehirlerarası yolcu taşımacılığı açısından ciddi soru işaretleri yaratıyor.

Otogar Krizi Derinleşiyor

Başkan Niyazoğlu, yaptığı açıklamada pandemi nedeniyle yaşadıkları zararı gerekçe göstererek İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden (İzBB) ek süre talep ettiklerini ancak bu talebin reddedildiğini ifade etti. Ret kararı üzerine uyarlama davası açtıklarını ve mahkemenin ihtiyati tedbir kararı verdiğini belirten Niyazoğlu, süreci şu sözlerle anlattı:

Belediye ek süre talebini reddedince uyarlama davası açtım ve davada ihtiyati tedbir kararı verildi. Yargılama esnasında alınan bilirkişi raporlarında otobüs terminaline pandemi döneminde normal zamana göre 314.000 adet otobüsün giriş yaptığını ve bu sebeple firmanın 2020 rakamlarına göre 70 milyon civarında zarar ettiğini tespit etti. Mahkeme tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına karar verdi. Biz de kararı temyiz ettik. Dosya Yargıtay’da derdesttir.

Niyazoğlu, mahkemenin tedbir kararının devamına hükmettiğini ve kararı temyiz ettiklerini, dosyanın şu anda Yargıtay'da olduğunu söyledi. Bu durum, hukuki sürecin devam ettiğini ve henüz kesin bir kararın olmadığını gösteriyor.

Ecrimisil Tartışması Alevlendi

Niyazoğlu, açıklamalarında ayrıca ecrimisil konusuna da değindi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin otogarda "kanunsuz işgalci" oldukları gerekçesiyle ecrimisil tahakkuk ettirdiğini belirten Niyazoğlu, 2024 yılı için 137 milyon TL ecrimisil talep edildiğini söyledi. Ancak Niyazoğlu, yargı kararıyla işletmeye devam ettiklerini ve Danıştay kararlarına göre tedbir kararı olan yerde ecrimisil tahakkuk ettirilemeyeceğini savundu:

Öte yandan Cemil Başkanımla görüşmeler olumlu giderken, tam anlaşmak üzereyken bu ecrimisil konusu gündeme gelince görüşmeler durdu. Belediye otogarda kanunsuz hukuksuz işgalci (fuzuli şagil) olduğumuz gerekçesiyle ecrimisil tahakkuk ettirdi. 2024 yılı için 137 milyon TL. Oysa biz hukuksuz değil, yargı kararıyla işletmeye devam etmekteyiz. Danıştay’ın kararlarında da tedbir kararı ile durulan yerde ecrimisil tahakkuk ettirilemez denilmektedir. Bu halde ecrimisil tahakkuku yasal olmaz.

Niyazoğlu, bir anlaşma zemini bulmaya çalıştıklarını ancak belediyenin 2024 yılı için ilave olarak 168 milyon TL daha ecrimisil tahakkuk ettirdiğini ve bu ecrimisillere karşı İdare Mahkemeleri'nde dava açtıklarını belirtti. Tüm bu hukuki süreç devam ederken, belediyenin haciz uygulamasına başlaması krizi daha da derinleştirdi.

Haciz Uygulaması Yolcu Taşımacılığını Tehdit Ediyor Mu?

Başkan Niyazoğlu, haciz uygulamasının amacının kendisini yıpratmak ve işletmeyi sürdürmesini engellemek olduğunu iddia etti. Maaş, elektrik gibi giderleri ödemesinin engellendiğini belirten Niyazoğlu, bu durumun kamu hizmeti olan şehirlerarası yolcu taşımacılığının durması anlamına gelebileceği uyarısında bulundu. Bu durumdan tüm İzmir halkının ve İzmir'e seyahat edecek tüm Türkiye'nin etkilenebileceğini vurguladı.

Niyazoğlu, belediyeye borcunu ödemek istediğini ve projeyi hazırlayıp inşaata başlamaya hazır olduğunu ancak belediyenin 305 milyon TL ödenmezse hacze devam edeceğini söylediğini aktardı. Bu durum, taraflar arasındaki anlaşmazlığın çözüme kavuşturulması için acil bir diyalog ve uzlaşma zemini bulunması gerektiğini gösteriyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, İzmir Otogarı'nın haksız işgali nedeniyle ecrimisil bedellerinin tahsili için haciz işlemi başlatıldığını duyurmuştu. Açıklamada, İZOTAŞ yetkilileri ile yapılan görüşmelerden olumlu sonuç alınamadığı ve İzmir'in yararına olacak projelerin hayata geçirilemediği belirtilmişti. Ayrıca, tahliyeye ilişkin tedbir kararının kaldırılmasını takiben İzmir Otogarı'nda yenileme ve işletme çalışmalarının başlatılacağı ve İzmir'in hak ettiği bir terminal yapılanmasının oluşturulacağı ifade edilmişti.

Sonuç olarak, İzmir Otogarı'ndaki bu kriz, taraflar arasındaki hukuki ve mali anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması için acil bir çözüm bulunması gerektiğini ortaya koyuyor. Aksi takdirde, İzmir'in şehirlerarası yolcu taşımacılığı ve otogar hizmetleri olumsuz etkilenebilir. Tarafların bir araya gelerek uzlaşma zemini araması ve İzmir halkının menfaatlerini ön planda tutması büyük önem taşıyor.