Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, İzmir'deki 12 devlet hastanesinin depreme karşı dayanıksız olduğunu açıkladı. Bu durum, olası bir depremde büyük bir risk oluşturuyor ve acil önlem alınması gerekiyor. Doğruyol, sağlık sistemindeki sorunlara da değinerek, hastaya müşteri gözüyle bakılmaması gerektiğini vurguladı.
İzmir'deki Hastanelerin Durumu Vahim
İstanbul'da yaşanan deprem sonrası sağlık kuruluşlarının depreme hazırlığı yeniden gündeme geldi. Ahmet Doğruyol, "Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasası sosyal devlet olarak ifade edilir. Sosyal devlette de sağlık, eğitim, güvenlik, yargı gibi hizmetler tüm vatandaşlara eşit ve ücretsiz verilir. Biz sosyal devlet ilkesinden her geçen gün uzaklaşıyoruz. Deprem de ülkemizin gerçeği. Sağlıkla ilgili binalarımızın depreme dayanıklı olmadığını 6 Şubat depremlerinde gördük. İzmir’de ise şu anda 12 devlet hastanesi depreme dayanıksız." dedi. Bu açıklama, İzmir halkı arasında büyük bir endişe yarattı.
Şehir Hastaneleri Ekonomiye Yük
Şehir hastanelerinin ülke ekonomisine büyük bir yük getirdiğini belirten Doğruyol, "Sağlık harcamalarımız her yıl katlanarak artıyor. Ülkemizde 30 civarı şehir hastanesi yapıldı. 2025 yılında şehir hastanelerine ayrılan bütçe 105 milyar TL. Bu parayla tüm illerimize devlet hastanesi yaparız. Devletin kaynakları hoyratça harcanmakta. Hizmetin kamu eliyle yürütülmesi lazım." ifadelerini kullandı. Ayrıca, özel hastanelerin kar amacı gütmesi nedeniyle denetimlerin sıkılaştırılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Sağlık Turizmi mi, Halk Sağlığı mı?
Kamu hastanelerinin turizme açılacağı iddialarına da değinen Doğruyol, devlet hastanelerinin önceliğinin para kazanmak değil, vatandaşa sağlık hizmeti sunmak olduğunu vurguladı. "Devlet hastanelerinde ne kadar para kazandın diye sorarsak sağlık hizmeti sunumunu ikinci plana atmış oluruz. Sağlık turizminin devlet hastanelerinde açılmış olmasının temel nedeni sağlık harcamalarının her yıl artan şeklinin bir şekilde tolere edilmedir. Yani gelir gider dengesinin sağlaması olduğunu düşünüyoruz." dedi. Bu durumun, zaten randevu almakta zorlanan vatandaşların durumunu daha da kötüleştirebileceği uyarısında bulundu.
Sağlık Bakanlığı'nın politikalarını eleştiren Doğruyol, koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve tedavi edici sağlık hizmetlerinde de ayakları yere basan politikalar oluşturulması gerektiğini belirtti. Sağlık sisteminin sil baştan ele alınması gerektiğini vurgulayan Doğruyol, "Sağlık evi ebelerimizi kapattık, öğretmenlerimizi gönderdik, köylerde memur olarak sadece imamlarımız kaldı. Bu kabul edilebilir bir durum değil." şeklinde konuştu.
İzmir'deki 12 hastanenin depreme dayanıksız olması ve sağlık sistemindeki diğer sorunlar, acil çözüm bekleyen önemli konular olarak öne çıkıyor. Yetkililerin bu konuda hızlı ve etkili adımlar atması, hem İzmir halkının hem de tüm Türkiye'nin sağlığı için büyük önem taşıyor. Bu durumun vahameti göz önüne alındığında, yetkililerin bir an önce harekete geçmesi ve gerekli önlemleri alması hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, olası bir depremde yaşanacak kayıpların telafisi mümkün olmayacaktır.