
Günahkarlar Taş Atıyor! İlk Taşı Kim Atacak?
Şu an hem ülkemiz hem de dünya bir delilik halini yaşıyor. En büyük günahkarlar, masum insanları taşlara, bombalara ve adaletsizliklere boğuyor. "Arınmamış bir vicdanın attığı her taş, kendi günahını yankılar." İsa'nın o unutulmaz sözü, Kudüs'ün tozlu sokaklarında yankılandığı günden beri, insanlığın ortak vicdanına kazınmıştır: "İçinizde günahsız olan, ilk taşı o atsın." (Yuhanna 8:7). O an, bir kadının linç edilmesini durduran bu söz, aslında tüm insanlık tarihinin yargı mekanizmasına dair korkunç bir aynaydı. Bugün, o ayna karşısında çıplak kalan yüzlerimiz, taşların yerini füzelerin, adaletsizliğin ve ikiyüzlü siyasetin aldığı bir dünyada, İsa'nın uyarısı daha da dehşet verici bir anlam kazanıyor.
Tarihin Aynası: Günah ve Güç
Tarih, "günahkar" diye damgalananların aslında 'en güçlü' tarafından yargılandığı sayısız örnekle dolu. Engizisyon meydanlarında 'kafir' diye yakılanlar, cadı avlarında taşlanan kadınlar, sömürgecilerin "medeniyet" adına katlettiği halklar… Hepsi, gücü elinde tutanların kendi günahlarını örtmek için attığı taşlarla öldürüldü. Bugünse taşların yerini, "terörist", "düşman", "öteki" diye nitelenen masumların üzerine yağdırılan haksızlık, hukuk tanımazlık ve bombalar aldı. Dünya, güçlünün zayıfı ezdiği bir linç arenasına dönüştü. İronik olan, taşı atan ellerin hiçbirinin temiz olmaması. Batı’nın “demokrasi” diye yaktığı Ortadoğu, Rusya’nın “güvenlik” adına işgal ettiği topraklar, yerel despotların “milliyetçilik” naralarıyla ezdiği halklar, siyasetçiler, gazeteciler… Hepsi, İsa’nın o meydan okumasını hatırlatıyor: "Gerçekten günahsız mısın?"
Ahlaki Çöküş ve Tufan
Kutsal metinler, insanlığın günahla imtihanını anlatırken hep bir uyarıyı tekrarlar: "Zulüm, kendi celladını doğurur." Nuh’un gemisi, bir tufanı atlatmak için değil, aslında insanlığın ahlaki çöküşünün sembolik cezasıydı. Bugünkü tufan ise ne yağmurdan ne de sudan; bu tufan, insanlığın kendi elleriyle yarattığı bir ahlaki çürüme. Eski Ahit, Sodom ve Gomorra’nın yıkılışını anlatırken, “Günahın artık haddi aştığını” söyler. Hem bu ülkede hem dünyada günahkar da günah da haddini aştı!
Peki, bu karanlık tablo karşısında ne yapmalıyız? İşte yapabileceklerimiz:
- Taş atmayı bırak, adalet iste.
- Zulme sessiz kalma, susma, çünkü susan zalime destek olur.
- Gerçeği haykır, yalanlara karşı dur.
İsa, “Günahsız olan ilk taşı atsın” dedi. O gün taşlar yere düştü. Bugünse taşların yerini, yalanlar, iftiralar, koltuğa yapışanlar, kendini dünyanın hakimi ilan edenler, bombalar, füzeler aldı. Son söz Kuran’dan: “Bir topluma olan kininiz, sizi adaletsizliğe sürüklemesin”(Maide 8)
Bu haber, günümüz dünyasında yaşanan adaletsizliklere ve zulme dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. İnsanlığın vicdanına seslenerek, her bireyin kendi sorumluluğunu alması ve adaletin sağlanması için çaba göstermesi gerektiği vurgulanmaktadır. Unutmayalım ki, sessizlik suç ortaklığıdır. Zulme karşı sesimizi yükseltmek, daha adil ve yaşanabilir bir dünya için atılacak en önemli adımdır.