
İzmir'de Kentsel Dönüşüm Çıkmazı: Vatandaş Kaderine mi Terk Edildi?
İzmir'de 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan ve büyük can kayıplarına neden olan deprem felaketinin ardından, kentsel dönüşüm çalışmaları istenilen hızda ilerlemiyor. Orta ve ağır hasarlı binaların yenilenmesi için yerel yönetimlerin sunduğu %20 kat artışı hakkı, Şehir Plancıları Odası'nın itirazları ile tartışma yaratıyor. Peki, İzmir'de kentsel dönüşüm neden bir çıkmaza girdi ve vatandaşlar kaderine mi terk edildi?
Emsal Artışı Tartışmaları ve Yargı Süreci
Şehir Plancıları Odası, ruhsatlandırılmış binalardaki hasarın devlet tarafından koşulsuz karşılanması gerektiğini savunarak emsal artışlarına karşı çıkıyor. Bu itirazın yargıda kabul görmesiyle birlikte, devam eden inşaatlar dahi durma noktasına geldi. Belediyeler yeni kararlar almak zorunda kalırken, emsal artışları kentsel dönüşümün önünde büyük bir engel teşkil ediyor.
Elbette, şehrin siluetinin korunması ve plansız yapılaşmanın önüne geçilmesi önemli. Ancak, ruhsatı bakanlıktan alan ve şehrin siluetini bozan gökdelenlere neden ses çıkarılmıyor? Alsancak'ta yaratacağı trafik sorunları düşünülmeden dikilen gökdelenler, Körfez'in kıyı kenar yasasına aykırı yapıları görmezden gelmek ne kadar doğru?
Vatandaşın Sırtındaki Yük Artıyor
Depremde hasar gören vatandaş, evine kavuşmak için ne yapmalı? Emsal almadan müteahhide ödeyeceği rakam milyonları bulurken, emsal aldığında dahi bu yükün altından kalkmak kolay değil. Ayrıca, bina yaşı elliyi geçmiş ve "az hasarlı" raporu olan yapılar da risk altında. Karot örneği alındığında "riskli yapı" belgesi verilerek binaların boşaltılması isteniyor. Bu binaların "yerinde dönüşüm"ü ise emsal ve kat artışı olmadan mümkün görünmüyor. Bu durum, vatandaşın sırtına ek bir mali yük bindiriyor.
- Emsal artışı olmadan kentsel dönüşüm maliyeti çok yüksek.
- Riskli yapı raporu alan binaların yenilenmesi zorlaşıyor.
- Vatandaş, müteahhitlere yüksek miktarda ödeme yapmak zorunda kalıyor.
Çözüm Ne Olmalı?
İzmir'in yapı stoğu yaşlı ve yenilenmeye muhtaç. Ancak, mevcut koşullarda kentsel dönüşümün başarıya ulaşması mümkün mü? Mali yükün tamamen kat malikinin üzerine yıkılması, dar gelirli vatandaşların evlerini yenilemesini imkansız hale getiriyor. Ya bu durumdaki binalar da emsal alacak ve daha az katkı payı ile yenilenecek, ya da insanlar kaderlerine razı olup bu binalarda yaşamaya devam edecek.
Bu ülkede her şey garabet olabilir, ancak bu durum yaşamsal önem taşıyor. Binlerce vatandaş, binasını yenilemek için istenen katkı payını veremeyeceği için kaderine razı olup ilk depremi bekliyor. Kentsel dönüşümün başarılı olabilmesi için devletin ve yerel yönetimlerin daha fazla sorumluluk alması, vatandaşın üzerindeki mali yükü hafifletmesi gerekiyor.