İzmir Barosu'nda Trans Bayrağı Gerginliği! Neler Yaşandı?
İzmir Ege Haberleri

İzmir Barosu'nda Trans Bayrağı Gerginliği! Neler Yaşandı?


20 November 20255 dk okuma10 görüntülenmeSon güncelleme: 23 November 2025

İzmir Barosu, "20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü" kapsamında düzenlediği basın açıklaması sırasında yaşanan 'Trans Onur Bayrağı' gerginliğiyle gündeme geldi. Baro binası önündeki açıklamada, bayrağın açılması üzerine kolluk kuvvetleri ve avukatlar arasında tartışma yaşandı.

Bayrak Krizi: Avukatlar ve Polis Karşı Karşıya

İzmir Barosu'nun basın açıklamasında, çeşitli dövizlerin yanı sıra Trans Onur Bayrağı da açıldı. Bu durum, kolluk kuvvetlerinin tepkisine neden oldu. Polis, dövizlere izin verildiğini ancak bayrağın kaldırılması gerektiğini savundu. Avukatlar ise bayrağın suç teşkil etmediğini belirterek karşı çıktı. Yaşanan gerginliğe rağmen bayrak, açıklama boyunca indirilmedi.

İzmir Barosu adına açıklamayı yapan Avukat Cansu Karakuş, trans cinayetlerinin politik nedenlere dayandığını vurgulayarak, "Trans cinayetleri bireysel nefretin değil, kapitalist devletin ataerkil aile temelli yeniden üretim modelinin sonucudur," dedi. Karakuş, LGBTİ+'lara yönelik nefretin cehalet veya ahlaki gerilik olmadığını, kriz dönemlerinde devlet ve sermaye tarafından üretilen politik bir araç olduğunu ifade etti.

Karakuş, ayrıca 11. Yargı Paketi taslağına dikkat çekerek, bu taslağın LGBTİ+'ların varoluşunu fiilen yasaklamayı amaçladığını savundu. Taslakta yer alan maddelerin, "biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı davranışların" suç unsuru haline getirilmesini öngördüğünü belirtti.

20 Kasım Nefes Suçları Mağdurları Derneği adına konuşan Helin Küçük ise, trans bireylerin her an can güvenliği tehdidiyle yaşadığını belirterek, 11. Yargı Paketi'ndeki bazı maddelerin LGBTİ+'lara yönelik nefreti kurumsallaştırma riski taşıdığını söyledi. Küçük, siyasetin varoluşlarını hedef göstererek toplumsal baskıyı artırmasına tepki gösterdi.

Trans Hakları Mücadelesi Devam Ediyor

İzmir Barosu'nda yaşanan bu olay, Türkiye'de trans hakları mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Trans bireylerin yaşam hakkı, eşitlik ve adalet talepleri, toplumun her kesiminde yankı bulmaya devam ediyor. Yaşanan gerginliğe rağmen, trans hakları savunucuları mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini vurguluyor.

Trans hakları, temel insan haklarıdır ve bu hakların korunması, demokratik bir toplumun olmazsa olmazıdır. İzmir Barosu'nda yaşanan olay, bu konuda farkındalık yaratılması ve trans bireylerin yaşadığı sorunlara dikkat çekilmesi açısından önemli bir fırsat sunuyor.

Olayın ardından yapılan açıklamalarda, trans cinayetlerinin politik olduğu, trans intiharlarının politik olduğu, transların yoksulluğunun politik olduğu ve transların güvencesizliğinin politik olduğu vurgulandı. Bu durum, trans hakları mücadelesinin sadece bir kimlik mücadelesi olmadığını, aynı zamanda siyasi ve ekonomik bir mücadele olduğunu da gösteriyor.