İklim Kanunu Meclis'te! Karaburun'dan Şok Eleştiri: Neler Oluyor?

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) görüşülmeye başlanan İklim Kanunu Teklifi, ilk dört maddesinin kabul edilmesiyle tartışmalara yol açtı. Karaburun Sivil İnisiyatifi, yasanın içeriğine yönelik sert eleştirilerde bulunarak dikkatleri üzerine çekti. Peki, bu kanun teklifi ne anlama geliyor ve neden bu kadar tepki çekiyor?

İklim Kanunu Teklifi: Ne Amaçlıyor?

Türkiye, 2015 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması çerçevesinde, iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik önemli bir adım olarak İklim Kanunu Teklifi'ni hazırladı. 20 maddeden oluşan bu teklif, 2021 yılında başlayan çalışmaların bir sonucu olarak Meclis'e sunuldu. Ancak, çevreciler ve sivil toplum kuruluşları, teklifin içeriğinin yetersiz olduğunu ve somut adımlar içermediğini savunuyor.

Karaburun'dan Sert Eleştiriler: "Bilim Dışı Bir Teklif"

Karaburun Sivil İnisiyatifi, İklim Kanunu Teklifi'ni "içinde bilim, toplum ve doğa olmayan bir teklif" olarak nitelendirdi. İnisiyatif, teklifte kömür, petrol ve gaz tüketimine dair herhangi bir kısıtlama bulunmamasına dikkat çekerek, Avrupa'ya yapılacak ihracatlarda olası engelleri aşmayı hedefleyen bir karbon piyasası düzenlemesi sunulduğunu iddia etti. İnisiyatif, tüm milletvekillerine çağrıda bulunarak, "İklim Kanunu'na karşı durmak, milletvekillerinin sorumluluğudur" dedi ve itirazların toplumsallaştırılması gerektiğini vurguladı.

Karaburun Sivil İnisiyatifi'nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Uzmanlar, iklim değişikliği ile mücadeleye dair somut düzenlemeler veya ara hedefler içermeyen metnin, bu haliyle bir iklim kanunu olarak okunamayacağını belirtiyor. İçinde bilim olmayan, toplum olmayan, doğa olmayan bir teklif iklim kanunu olabilir mi? Kömür, petrol ve gaz tüketimine kısıtlama getirmeyen, hatta teşvik eden, asfalt ve beton politikalara ömür katan bir teklif iklim kanunu olabilir mi?"

Kanunun Olası Etkileri ve Geleceği

İklim Kanunu Teklifi'nin Meclis'ten geçmesi durumunda, hayvancılık ve tarım sektörlerinde olumsuz etkiler yaşanabileceği belirtiliyor. Hatta, bazı bölgelerde büyükbaş hayvancılığın yasaklandığı ve çiftçilerin su kullanımının kısıtlandığı haberleri gelmeye başladı bile. Bu durum, halkın sağlıklı gıdaya erişimini zorlaştırabilir ve yapay gıda sektörünün önünü açabilir. Kanunun seyahatten alışverişe, su kullanımından karbon vergisine kadar birçok alanda kısıtlamalar getirebileceği öngörülüyor.

Peki, bu gelişmeler ışığında İklim Kanunu'nun geleceği ne olacak? Milletvekilleri, sivil toplum kuruluşlarının eleştirilerini dikkate alarak kanunda değişiklikler yapacak mı? Yoksa, kanun mevcut haliyle mi yasalaşacak? Tüm bu soruların cevabı, önümüzdeki günlerde Meclis'te yapılacak görüşmelerde netlik kazanacak. Ancak, şurası kesin ki, İklim Kanunu'nun Türkiye'nin geleceği üzerinde önemli etkileri olacak.