İzmir'de İşçi Direnişi! Grev Bedeli İşten Atmayla Ödenemez!
İzmir Ege Haberleri

İzmir'de İşçi Direnişi! Grev Bedeli İşten Atmayla Ödenemez!


20 June 20255 dk okuma1 görüntülenmeSon güncelleme: 20 June 2025

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde 23 bin işçinin grevinin sona ermesinin ardından Emekçi Hareket Partisi (EHP) İzmir İl Örgütü, işten çıkarma iddialarına sert tepki gösterdi. EHP İl Başkanı Elif Tunca, grev sürecinde belediyenin tutumunu eleştirerek, işçilerin haklı mücadelesinin yanında olduklarını vurguladı. Tunca, "Grev haktır, işçiyi işten atmak suçtur!" diyerek mücadele çağrısında bulundu.

Grev Kazanımı İşten Atmalarla Gölgede Bırakılamaz

EHP İzmir İl Başkanı Elif Tunca, yaptığı açıklamada, işçilerin DİSK Genel-İş öncülüğünde yürüttükleri grevin yedinci gününde önemli kazanımlar elde ettiğini hatırlattı. İşçilerin yoksulluk sınırının altında yaşamaya karşı çıktığını ve eşit işe eşit ücret talebiyle direndiğini belirten Tunca, "Belediyenin yaklaşımı grev boyunca ve sonrasında sergilenen çifte standardı ve düşmanlığı açıkça ortaya koydu" dedi.

Belediye yönetiminin, grev sürecinde kamuoyunu yanıltmaya çalıştığını ve işçilere karşı bir karalama kampanyası yürüttüğünü savunan Tunca, şunları söyledi:

  • Sosyal medyada yayılan yalan haberler belediyenin açık veya dolaylı onayıyla yaygınlaştırıldı.
  • Halk, işçilere karşı kışkırtıldı.
  • Ulaşımın aksaması, çöplerin toplanmaması gibi durumlar işçilerin suçuymuş gibi gösterilmeye çalışıldı.

Tunca, bu tutumun grev kırıcılığına ve işçiyi itibarsızlaştırma çabasına dönüştüğünü ifade etti.

İşten Çıkarma Hamlesi Kabul Edilemez

Grev daha yeni sonlanmışken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'nın kamuoyuna çıkıp "bu maaşları karşılayamayız" diyerek başka birimlerde çalışan işçileri işten çıkaracağını duyurmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Tunca, "Bu doğrudan grevdeki işçilere yönelik bir tasfiye gibi görünmese de, gerçekte işçi sınıfını bölme ve mücadele edenleri cezalandırma hamlesidir" dedi.

İşten çıkarılacak işçilerin bir kısmının, grevdeki işçilerin "eşit işe eşit ücret" şartını dillendirdiği işçiler olduğunu belirten Tunca, "Yani sınıf içi eşitsizliği ortadan kaldırmak için yola çıkanlar şimdi bu eşitsizliğin bedelini başka emekçilerin işten atılmasıyla ödetmeye çalışan bir anlayışla karşı karşıya" şeklinde konuştu.

Tunca, bu durumun bir bütçe meselesi değil, bir sınıf mücadelesi olduğunu ve emeği bölmeye, işçiyi işçiye kırdırmaya yönelik açık bir saldırı olduğunu söyledi. Gerçek maliyetin işçinin maaşı değil, yıllardır süren israf, rant ve yandaş politikaları olduğunu savundu.

Mücadele Çağrısı

EHP olarak bu saldırının karşısında olduklarını ve işten çıkarılmak istenen işçilerin yalnız olmadığını vurgulayan Tunca, "İzmir’de başlayan bu mücadele bitmedi. Bugün işten atılan işçilere sahip çıkma, emeğe ve dayanışmaya sahip çıkma günüdür!" dedi.

Tunca, grevin bir hak olduğunu, işçiyi işten atmanın ise suç olduğunu belirterek, işten çıkarma tehditleriyle yılmayacaklarını ve bu saldırıların karşısında dimdik duracaklarını ifade etti. İzmir'den yükselen bu direnişin ve sınıf bilincinin tüm ülkeye yayılacağını söyledi.

Emekçilerin açlık sınırının altında yaşadığını ve asgari ücretle geçinmenin mümkün olmadığını belirten Tunca, asgari ücretin en az 57.500 TL olması gerektiğini savundu. Açlık sınırının altındaki ücretlerin kabul edilemez olduğunu ve hükümete ara zam yapması çağrısında bulundu.

Tunca, tek adam rejiminin bu açlık düzenini sürdürebilmek için halkın iradesini yok saydığını, seçilmişlerin görevden alındığını ve halkın oylarının çöpe atıldığını belirterek, bu düzenin gitmesi gerektiğini ve erken seçim yapılması gerektiğini söyledi.

Bugün İzmir'de grev bitti ama mücadelenin yeni başladığını vurgulayan Tunca, emekçilerin, yoksulların, gençlerin, kadınların, işsizlerin ve emeklilerin bu düzene karşı birleşeceğini ve hakları olanı alana kadar durmayacaklarını ifade etti. Son olarak, yoksulluk sınırında yaşayanlara gündelik hayatı aksatmanın bir hak olduğunu ve bu hayatı üretenlerin hakları olanı alana kadar durmayacaklarını söyledi.

İzmir'deki bu gelişmeler, Türkiye'deki işçi hakları mücadelesinin önemli bir parçası olarak öne çıkıyor. EHP'nin işçilere verdiği destek ve mücadele çağrısı, önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmelerin seyrini etkileyebilir. İşten çıkarma iddiaları ve sendikal haklar konusundaki tartışmaların daha da alevlenmesi bekleniyor.