Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Denizli İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nu (RTÜK) sert bir dille eleştirdi. RTÜK'ün muhalif medya organlarına yönelik yaptırımlarını "sopa" olarak nitelendiren Baş, kurumun bağımsızlığını yitirdiğini savundu. Peki, Hüseyin Baş'ın bu sert eleştirilerinin ardında yatan sebepler neler ve RTÜK'ün mevcut uygulamaları ne kadar tartışmalı?
RTÜK Neden Eleştiriliyor?
Hüseyin Baş, RTÜK'ün kuruluş amacının yayın organlarında ahlaki erozyonu engellemek ve toplumun yaşayış biçimine muhalefet eden unsurları barındırmamak olduğunu hatırlattı. Ancak günümüzde RTÜK'ün bu amacından saptığını ve muhalefet eden medya organlarına karşı bir baskı aracına dönüştüğünü iddia etti. Baş, şu sözlerle eleştirilerini dile getirdi:
“RTÜK yayın organlarında ahlaki erozyon olmasın, toplumun yaşayış biçimine muhalefet eden, farklılaştırmaya çalışan tehlikeli bazı unsurları barındırmasın yayıncılıkta vesaire gibi sebeplerle var olan bir kurum. Bugün bu RTÜK ne yapıyor? Muhalefet eden medya organlarına karşı sopa olarak kullanılıyor."
Bu eleştiriler, RTÜK'ün son dönemde özellikle muhalif yayın organlarına verdiği cezalarla gündeme gelmesiyle daha da önem kazanıyor. Birçok kesim, RTÜK'ün bu cezaları siyasi baskı aracı olarak kullandığını ve ifade özgürlüğünü kısıtladığını savunuyor.
Türkiye'de Kurumlar Siyasallaşıyor mu?
Hüseyin Baş, konuşmasında Türkiye'deki kurumların genel olarak siyasallaştığına da dikkat çekti. Baş'a göre, normalde siyasetten bağımsız olması gereken kurumlar, iktidarın ve siyasetin çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. Bu durumun, devletin tarafsızlığını zedelediği ve hukukun üstünlüğüne zarar verdiği belirtiliyor. Baş, bu konudaki endişelerini şu sözlerle ifade etti:
"Normalde bu kurumlar siyasetten bağımsız, siyasetin dışında iş yapan kurumlardı. Şu anda Türkiye'de bütün kurumlar iktidar için ve siyaset için iş yapan kurumlara dönüşüyor."
Bu iddialar, Türkiye'deki kurumların bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor. Kurumların siyasallaşması, demokrasinin temel ilkelerinden olan güçler ayrılığı ilkesine de aykırılık teşkil ediyor.
Sonuç
Hüseyin Baş'ın RTÜK'e yönelik sert eleştirileri, Türkiye'deki medya özgürlüğü ve kurumların bağımsızlığı konularında önemli bir tartışma başlattı. RTÜK'ün uygulamaları ve Türkiye'deki genel siyasi iklim, medya organları üzerinde baskı oluşturduğu ve ifade özgürlüğünü kısıtladığı yönündeki eleştiriler giderek artıyor. Bu durum, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde aşması gereken önemli bir engel olarak görülüyor. Medya özgürlüğünün sağlanması ve kurumların bağımsızlığının korunması, Türkiye'nin daha özgür ve demokratik bir ülke olması için hayati önem taşıyor.