Bayraklı'da 375 hektarlık ormanlık alanın yapılaşmaya açılması tartışmaları sürüyor. Cumhurbaşkanı kararıyla orman sınırları dışına çıkarılan bölge için yargı süreci devam ederken, bilirkişi ücretinin yüksekliği dikkat çekiyor. Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Temsilcisi Ahmet Kenan Öztan, bu durumun dava açılmasını engellemeye yönelik olduğunu savunuyor. Peki, Bayraklı ormanlarının geleceği ne olacak? İşte detaylar!
Bayraklı Ormanları Neden Tehlikede?
Bayraklı'da bulunan 375 hektarlık alan, Cumhurbaşkanlığı kararıyla orman sınırları dışına çıkarıldı. Daha önce de aynı durum yaşanmış, ancak TMMOB'un açtığı dava sonucunda Danıştay kararıyla iptal edilmişti. Şimdi ise yeni bir kararname ile aynı alan tekrar orman statüsünden çıkarıldı. Bu durum, bölgede yapılaşma endişelerini artırıyor.
Ahmet Kenan Öztan, Cumhurbaşkanlığı'nın istediği her yeri orman sınırı dışına çıkarabildiğini belirterek, hukuki süreçlerin işlemediğini ifade ediyor. Dernek olarak dava açtıklarını ancak kaybettiklerini, bu nedenle artık boşuna masraf yapmak istemediklerini dile getiriyor.
Fahiş Bilirkişi Ücreti Engeli Mi?
Dava süreçlerinin önündeki en büyük engellerden biri ise bilirkişi ücretlerinin yüksekliği. Bir çevre davasının açılma masrafı 5 ila 10 bin lira arasında değişirken, keşif ve bilirkişi incelemesinin maliyeti 100 ila 200 bin lira civarında olabiliyor. Bu durum, özellikle sivil toplum kuruluşları ve bireylerin dava açmasını zorlaştırıyor.
Ege Çevre ve Kültür Platformu Hukuk Kurulu üyesi Av. Arif Ali Cangı, çevre davalarının sağlıklı yaşama hakkının sağlanmasındaki önemine dikkat çekerek, bu mali yükün altından kalkmanın zor olduğunu belirtiyor. Cangı, çevre davalarının masraflarının adli yardım bütçesinden karşılanması gerektiğini savunuyor.
- Çevre davalarının açılma masrafı: 5-10 bin TL
- Keşif ve bilirkişi incelemesi: 100-200 bin TL
- Davayı kaybetme durumunda avukatlık ücreti: İdare Mahkemesi'nde 36 bin TL, Danıştay'da 56 bin TL
Çözüm Ne Olmalı?
Ahmet Kenan Öztan, hukuk mücadelesinde yenik düştüklerini, bu nedenle çözümün kamuoyunu bilgilendirmek olduğunu vurguluyor. Bölgenin 1995 yılındaki sel felaketinde 61 vatandaşın hayatını kaybetmesinin ardından ağaçlandırıldığını hatırlatan Öztan, şimdi ise 8 bin konutluk bir alana çevrilmek istendiğini belirtiyor. Bu durumun geleceği düşünmeden yapılan yanlış bir karar olduğunu ifade ediyor.
Av. Arif Ali Cangı ise çevre davaları için adli yardım yasa teklifi hazırlanması gerektiğini savunuyor. Böylece, çevre davalarının mali yükü azaltılarak daha fazla kişinin hak arama özgürlüğüne kavuşması sağlanabilir.
Bayraklı ormanlarının geleceği belirsizliğini koruyor. Yüksek bilirkişi ücretleri ve hukuki engeller, çevre savunucularının elini kolunu bağlarken, kamuoyunun dikkati ve desteği bu önemli doğal alanın korunması için kritik öneme sahip. Unutulmamalıdır ki, çevre davaları sadece bugünü değil, gelecek nesillerin sağlıklı yaşam hakkını da korumayı amaçlar.