Ankara'da bir grup üniversite öğrencisinin, tutuklu öğrencilerin ve siyasetçilerin serbest bırakılması talebiyle düzenlemek istedikleri yürüyüş, polis müdahalesiyle engellenmiş ve 26 öğrenci gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan öğrencilerin emniyetteki işlemleri devam ederken, avukatlar bu durumun hukukla açıklanabilir bir yanı olmadığını savunuyor.
Gözaltı Süreleri Uzatıldı, İtiraz Engellendi
"Adalet İçin Hukukçular" grubundan Avukat Eren Gören, 26 öğrencinin gözaltı sürelerinin uzatıldığını ve bu karara itiraz etmek istediklerini belirtti. Ancak, Gören'in ifadesine göre, itiraz için gerekli olan "dosya numarası" verilmediği için itiraz süreci başlatılamadı. Bu durum, avukatlar tarafından hukuksuzluk olarak değerlendiriliyor.
Avukat Gören, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Mevcut hukuk sistemi içerisinde herhangi bir suça konu fiili bulunmayan kişilerin, gözaltında tutulmasının hukukla açıklanabilir bir tarafı bulunmamaktadır." Gören, ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanmak isteyenlerin, bu tür gözaltılarla yıldırılmak ve sokaktan koparılmak istendiğini ifade etti.
Avukatlardan Hukuki Girişimler
Avukatlar, bu hukuksuzluğun giderilmesi için Ankara nöbetçi sulh ceza hâkimliğine itirazda bulunacaklarını açıkladılar. Avukat Eren Gören, "Sulh ceza hâkimliğinden beklentimiz, bu hukuksuz duruma son vermesidir. Gözaltındaki herkes serbest bırakılsın" şeklinde konuştu.
Öğrencilerin emniyetteki ifade alma işlemlerinin devam ettiği ve işlemlerin tamamlanmasının ardından Ankara Adliyesi'ne sevk edilmeleri bekleniyor. Bu süreçte avukatlar, öğrencilerin haklarını savunmak ve serbest bırakılmalarını sağlamak için hukuki mücadelelerini sürdürecekler.
Türkiye'de İfade Özgürlüğü ve Toplanma Hakkı Tartışmaları
Bu olay, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve toplanma hakkı konularındaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Anayasa ile güvence altına alınan bu hakların kullanımının, zaman zaman güvenlik gerekçesiyle kısıtlandığı eleştirileri yapılıyor. Özellikle, öğrenci eylemleri ve siyasi protestolar sırasında yaşanan gözaltılar, bu tartışmaların odağında yer alıyor.
Türkiye'de toplanma ve gösteri yürüyüşü hakkı Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Ancak, bu hakkın kullanımı, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile düzenlenmiştir. Kanun, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin düzenlenmesi için belirli şartlar öngörmekte ve yetkililere bazı durumlarda müdahale yetkisi vermektedir. Bu kanunun uygulanması, zaman zaman eleştirilere neden olmakta ve ifade özgürlüğünü kısıtladığı yönünde iddialar ortaya atılmaktadır.
Sonuç
Ankara'daki öğrenci gözaltıları, hukuk çevrelerinde ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Avukatların hukuksuzluk iddiaları ve itiraz girişimleri, sürecin yakından takip edilmesine neden oluyor. Öğrencilerin serbest bırakılıp bırakılmayacağı ve bu olayın Türkiye'deki ifade özgürlüğü tartışmalarına nasıl bir etki yapacağı merakla bekleniyor.
