Zonguldak'ta kaçak maden ocağında feci şekilde can veren Afgan işçi Vezir Mohammad Nourtani'nin davasında verilen tartışmalı karar, ailesinin avukatının itirazıyla istinafa taşındı. Sanıklara verilen "ödül gibi" cezalar, kamuoyunda büyük tepki uyandırmıştı.
Davanın Kilit Noktaları ve İtiraz Gerekçeleri
Nourtani'nin ailesinin avukatı, karara itiraz dilekçesinde önemli noktalara dikkat çekti:
- Yeni otopsi raporunda maktulün sol böbreğinin bulunmadığı tespiti.
- Yakma eyleminin cezasız bırakılması.
- Koç Üniversitesi raporunun göz ardı edilmesi.
- Sanıkların çelişkili ifadeleri ve delil karartma çabaları.
Avukat, dilekçesinde ayrıca, "Bir insanı yakmaya teşebbüs etmek veya yakmak, başlı başına kasten öldürme suçunun bir parçası veya devamı olarak görülmelidir." ifadesini kullandı. Bu durum, davanın seyrini değiştirebilecek önemli bir argüman olarak öne çıkıyor.
Deliller ve Şüpheler: Gerçekler Ortaya Çıkacak mı?
İtiraz dilekçesinde, maktulün ölüm saatinin belirlenememesi ve sanıkların ifadelerindeki tutarsızlıklar da vurgulandı. Sanıkların "öldü zannettik" savunmasının şüpheli olduğu belirtilirken, adli tıp raporundaki bulgulara da dikkat çekildi.
Koç Üniversitesi tarafından hazırlanan raporda, normalde yanarak ölen kişinin solunum yollarında kurum (is) birikmesi beklenirken, Nourtani'nin soluk borusunda is ve kanında karboksihemoglobin bulunmamasının "ölüyken yakıldığı" anlamına kesin olarak gelmeyeceği belirtilmişti. Bu durum, Nourtani'nin diri diri yakılmış olma ihtimalini gündeme getiriyor.
Avukat, "Eğer maktul yaralı hâldeyken yakıldıysa bu artık iş kazası sonucu ölüm değil, kasten öldürmedir." diyerek, bu hususun yeniden değerlendirilmesini talep etti.
İstinaf Süreci: Adalet Yerini Bulacak mı?
Nourtani davasının istinaf süreci, adaletin yerini bulması adına kritik bir öneme sahip. Ailenin avukatının sunduğu deliller ve itirazlar, mahkemenin kararını etkileyebilir.
Olayda ırk temelli ayrımcılık ve insanlığa karşı suç saiki olduğu iddiaları da soruşturulması gereken önemli bir nokta. Maktulün etnik kimliği ve mülteci statüsünün, sanıkların eylemlerinde etkili olup olmadığı araştırılmalı.
Davanın istinaf sürecinde, tüm delillerin titizlikle incelenmesi ve adaletin sağlanması için kamuoyunun da yakından takip etmesi gerekiyor. Bu dava, sadece Nourtani ailesi için değil, Türkiye'deki tüm mülteciler ve işçiler için emsal teşkil edecek bir öneme sahip.