Günümüzde troller ve kurumsallaşan trolleşme, toplumun karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biri haline geldi. Suskun kalmak, bu duruma ortak olmak anlamına geliyor. Çünkü troller ve destekçileri, yalanları ve yanlışları yayarak kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyor. Aklını kullanmayan insanlar da bu manipülasyona alet oluyor.
Dalkavukluktan Trolleğe: Evrimleşen Yüzler
Eskiden saraylarda görülen dalkavukluk, bugün sosyal medyada ve ekranlarda farklı bir kılığa bürünmüş durumda. Diplomalı, kravatlı, kalem veya klavye taşıyan bu kişiler, kulaklarına fısıldanan yalanları savunuyor. Önlerine atılan kemikleri yalarken, sahiplerinin havlamalarına eşlik ediyorlar. Kimliksiz ve kişiliksiz bu gölgelere köpek demek bile köpeğe hakaret olur.
Trollerin Amacı: Para ve Makam
Trollerin tek amacı para ve makamdır. Onlar için hakikatin hiçbir değeri yoktur. Sahte belgeler, montaj cümleler veya ayakları yere basmayan dedikodular, onları harekete geçirmek için yeterlidir. Saldırmak, yıpratmak ve itibarsızlaştırmak, onların temel görevidir. Yeter ki bir yerden alkış gelsin, yeter ki önlerine yalanacak yeni bir kemik konsun. İnsan olmak, insan kalmak, insan olmanın hakkını vermek gibi kavramlar, trollerin kitabında yer almaz.
- Para kazanmak
- Makam sahibi olmak
- İtibarsızlaştırmak
- Algı yaratmak
Kurumsallaşan Trolleşme: Topluma Etkileri
Troller böyle de ya onları besleyenler… Selçuk Tepeli'nin dediği gibi, "200 bin trol besleyeceğinize, 200 bin sığır besleyin hiç olmazsa hayvancılığa bir katkınız olsun!" Trol kurumsallaşması, toplumu içinden çıkılmaz hale getirir. Bugün ülkemizde yaşanan birçok sorunun temelinde, bu uğursuz yaratıkların payı büyüktür.
Gerçeğin Peşinde: Gazeteciliğin Önemi
Günümüzde medya kuruluşlarının birçoğu, bağımsız haber kaynakları olmak yerine ideolojik siparişlerin ambarı gibi çalışıyor. Halkın önüne perde çekiliyor ve insanlar neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt etmekte zorlanıyor. Tarafsızlık ilkesinden yoksun medya kuruluşları, tıpkı sanal âlemdeki troller gibi davranıyor. Tek farkları, trollerin bireysel, onların kurumsal oluşu. Kurumsallaşmış trollerin artık bir logosu, bir stüdyosu, bir ekranı var. Trolün klavyesi neyse, taraflı medya kuruluşlarının mikrofonu, sunucusu, yorumcusu da o. Aynı anda aynı dilden konuşuyor, aynı algıyı yayıyorlar. Haber değil, algı üretiyorlar. Nemalandıkları yerlere, kişilere hizmette yarışıyorlar. Oysa gazetecilik, hakikatin izini süren onurlu bir meslektir. Gazeteci, gerçeği eğip bükmeden yazandır. Kalem, hak ve halk için oynamalıdır.
Unutulmamalıdır ki, gerçek er ya da geç ortaya çıkacaktır. Önemli olan, o kapıyı başı dik ve alnı açık bir şekilde açabilmektir. Trollerin ve trolleşmenin toplum üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek için, her bireyin bilinçli olması, sorgulaması ve gerçeğin peşinden gitmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, manipülasyonun karanlık dehlizlerinde kaybolmaya mahkûm kalırız.