CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu Silivri'deki Marmara Kapalı Cezaevi'nde ziyaret etti. Ziyaret sonrası yaptığı açıklamada Tanrıkulu, AK Parti'ye ve yargı mensuplarına seslenerek, İmamoğlu'nun tutukluluğuna gerekçe gösterilen delillerin yetersizliğine dikkat çekti ve "Bu hukuksuzluğa son verin" çağrısında bulundu.
Tanrıkulu'ndan Kritik Açıklamalar
Tanrıkulu, İmamoğlu ile yaptığı görüşmenin ardından şu ifadeleri kullandı: "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu ile görüştüm. Kendisi iyi. Sağlığı yerinde, morali yerinde. Bütün dostlarına, yurttaşlarımıza selam ve sevgilerini iletti."
Ayrıca, bir avukat ve milletvekili olarak değerlendirmelerde bulunan Tanrıkulu, İmamoğlu'nun tutukluluğunun hukuki dayanağına ilişkin şüphelerini dile getirdi: "Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, eğer operasyon yapıyorsanız, gözaltına alıyorsanız hukuk dışı, iddianameniz hazır demektir. O saatten sonra delil toplama arayışına girmezsiniz. Her şeyi toplamışsınızdır gözaltına alınıncaya kadar, ondan sonra iddianamesini yazarsınız."
Tanrıkulu, delil yetersizliğine dikkat çekerek, "Aradan 40 gün geçmiş, ortalama bir gözlemciyi ikna edebilecek hiçbir delil ortaya konamadı şimdiye kadar ve yeni operasyonlarla hukuk dışı delil üretme çabaları var. Bundan vazgeçin" dedi.
Hukuksuzluk İddiaları ve Çağrı
Tanrıkulu, konuşmasının devamında Adalet ve Kalkınma Partisi'ne ve yargı mensuplarına seslenerek, "Adalet ve Kalkınma Partisine sesleniyorum, yargı mensuplarına sesleniyorum, bu hukuksuzluğa son verin" şeklinde çağrıda bulundu.
Türkiye'de hukuk ve adalet kavramları son zamanlarda sıkça tartışılan konular arasında yer alıyor. Özellikle siyasi davalarda yaşanan gelişmeler, kamuoyunda büyük yankı uyandırıyor ve yargı bağımsızlığına ilişkin endişeleri artırıyor. Hukukun üstünlüğü ilkesinin zedelenmesi, toplumun adalet duygusunu derinden etkiliyor ve güvensizlik ortamına zemin hazırlıyor. Bu bağlamda, Sezgin Tanrıkulu'nun açıklamaları, mevcut tartışmalara yeni bir boyut kazandırırken, adalet arayışının önemini bir kez daha vurguluyor.
Türkiye'de hukukun üstünlüğünün sağlanması ve yargı bağımsızlığının korunması, demokratik bir toplumun temel unsurlarıdır. Adalet sistemine duyulan güvenin yeniden tesis edilmesi, toplumun huzuru ve istikrarı için hayati öneme sahiptir. Bu nedenle, tüm siyasi aktörlerin ve yargı mensuplarının, hukukun evrensel ilkelerine uygun hareket etmesi ve adaletin tecelli etmesi için çaba göstermesi gerekmektedir.
Tanrıkulu'nun açıklamaları, İmamoğlu'nun tutukluluğunun hukuki dayanağına ilişkin tartışmaları alevlendirirken, AK Parti ve yargı mensuplarına yönelik çağrısı, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Önümüzdeki günlerde bu çağrıya nasıl bir yanıt verileceği ve yargı sürecinin nasıl ilerleyeceği merakla bekleniyor.