Samsun'un Alaçam ilçesine bağlı Gökova Mahallesi, Türkiye'de eşi benzeri görülmemiş bir durumla karşı karşıya. Yaklaşık 20 haneden oluşan bu kırsal mahallede yaşayanların büyük bir bölümünü sağır ve dilsiz vatandaşlar oluşturuyor. Her evde birden fazla işitme ve konuşma engelli bireyin bulunması, mahalledeki yaşamı oldukça farklı kılıyor.
Sessizliğin Köyü: Gökova Mahallesi
Mahalle muhtarının açıklamalarına göre, bu durum uzun yıllardır devam ediyor ve nesilden nesile aktarılıyor. "Her hanede birden fazla sağır ve dilsiz vatandaşımız var. Bu durum nesilden nesile devam ediyor. Yeni doğan çocuklar da aynı şekilde dünyaya geliyor," diyen muhtar, durumun vahametini gözler önüne seriyor. Bu durum, akıllara genetik bir rahatsızlık ihtimalini getiriyor. Uzmanlar, konuyla ilgili detaylı bir araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.
Mahallede yaşayan insanların birbirleriyle iletişim kurma biçimleri de oldukça ilginç. İşaret dili, mahalledeki ortak iletişim aracı haline gelmiş durumda. Komşular, akrabalar ve hatta çocuklar bile işaret diliyle anlaşarak günlük yaşamlarını sürdürüyorlar. Bu durum, mahallede kendine özgü bir kültürün oluşmasına da zemin hazırlamış.
Peki, bu durumun nedeni ne olabilir? İşte akıllara gelen olası senaryolar:
- Genetik Faktörler: Ailelerde görülen genetik mutasyonlar, işitme ve konuşma engeline yol açabilir.
- Çevresel Faktörler: Hamilelik döneminde yaşanan olumsuz çevresel etkiler, bebeklerin işitme duyusunu etkileyebilir.
- Akaba Evlilikleri: Akraba evlilikleri, genetik hastalıkların ortaya çıkma riskini artırabilir.
Yetkililerden Çözüm Bekleniyor
Mahalle sakinleri, bu durumun çözümü için yetkililerden yardım bekliyor. Özellikle yeni doğan bebeklerin erken teşhis ve tedavi imkanlarından yararlanabilmesi için gerekli adımların atılması büyük önem taşıyor. Ayrıca, mahalledeki eğitim olanaklarının iyileştirilmesi ve işaret dili eğitiminin yaygınlaştırılması da mahalle sakinlerinin yaşam kalitesini artıracaktır.
Sessiz Bir Çığlık
Gökova Mahallesi'nde yaşanan bu durum, aslında bir sessiz çığlık niteliğinde. Türkiye'de eşi benzeri görülmemiş bu durumun çözümü için toplum olarak duyarlı olmalı ve gerekli adımları atmalıyız. Unutmayalım ki, her bireyin sağlıklı bir yaşam sürme hakkı vardır ve bu hak, işitme engelli vatandaşlarımız için de geçerlidir. Mahalledeki sessizliğin bozulması ve umut dolu bir geleceğe kavuşulması için hep birlikte çalışmalıyız.