Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), "proje okullar"da görevli öğretmenlerin yer değiştirmelerine yönelik tepkiler üzerine geri adım attı. Eğitim-İş'in Nisan 2025 Norm Fazlası Öğretmen Atama Takvimi'ne açtığı dava ve yaptığı çağrı sonuç verdi. MEB, norm fazlası resen atamalarını durdurduğunu açıkladı. Ancak Eğitim-İş, MEB'in benzer bir takvimi tekrar uygulamaya koyabileceği ihtimaline karşı mücadeleye devam edeceklerini belirtti.
Norm Fazlası Öğretmen Atamaları Neden Durduruldu?
Eğitim-İş, MEB'in norm fazlası öğretmenleri tercihlerinin dışında resen atamaya tabi tutmasının hak kayıplarına ve mağduriyetlere yol açacağını savunarak bu uygulamaya karşı çıkmıştı. Sendika, MEB'e yaptığı çağrıda, öğretmenlerin mağdur edilmemesi gerektiğini vurgulamıştı. MEB'in bu kararı, öğretmenlerin yaşadığı belirsizliği bir nebze olsun ortadan kaldırdı.
Norm fazlası, MEB yetkilileri tarafından "bir nedenle istihdam alanı daralanlar" şeklinde tanımlanıyor. Örneğin, bir dersin haftalık saatinin azaltılması, o branştaki öğretmenlerden birinin norm fazlası olmasına neden olabiliyor. Bu durumda, "hizmet puanı en az olandan başlamak üzere" öğretmenler norm kadro fazlası olarak belirleniyor.
Türkiye genelinde, özellikle "proje okullar" olarak bilinen ortaöğretim kurumlarında görev yapan 20 bini aşkın öğretmenin görev yerleri, 8 Nisan'da "norm kadro" gerekçesiyle değiştirilmişti. Bu atamalar, öğretmenler, öğrenciler ve veliler tarafından büyük tepkiyle karşılanmıştı. Birçok ilde protesto eylemleri düzenlenmiş, sendikalar MEB önünde açıklamalar yapmıştı.
"Proje Okul" Uygulaması Nedir?
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2014'te başlattığı uygulamayla “başarılı” ve “seçkin” liselerin özel bir statüye alınarak, daha esnek ve özgün programlarla "proje geliştiren kurumlar" hâline getirilmeleri amaçlanmıştı. Ancak uygulamada birçok sorun ortaya çıktı. Türkiye’de yaklaşık 300'den fazla proje okul bulunuyor. Özellikle fen liseleri, anadolu liseleri, sosyal bilimler liseleri ve bazı meslek liseleri bu kapsama alınmıştı.
MEB her yıl yeni okulları bu listeye ekleyebiliyor. Ancak uygulamada proje geliştirmesi beklenen okulların merkezi denetime bağımlılığı arttı. Esnek yönetimle yenilikçiliğe yönelmesi beklenen okullar, öğretmenlerin keyfî tayin işlemleriyle huzursuzluğa sevkedilirken başarıyı çoğaltma iddiası öğrenci ve mezunların sisteme isyanına yol açtı.
- Okul yönetimlerinin merkezi atama ile değiştirilebilmesi, öğrencilerin ve öğretmenlerin karar alma süreçlerine katılımını aşağı çekiyor.
- Bu nitelikleriyle öne çıkan okulların “kimlik” ya da “geleneği” zedeleniyor.
- Kimi okullarda sevilen ve deneyimli öğretmenlerin gönderilmesi öğrencilerde büyük tepkiye yol açtı.
Özellikle Kadıköy Anadolu Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi, Bornova Anadolu Lisesi, Vefa Lisesi gibi köklü okullarda öğrenciler "Biz proje değil, öğrenciyiz!" sloganıyla protestolar düzenledi.
Eğitimde Neler Değişecek?
MEB'in norm fazlası öğretmen atamalarını durdurma kararı, eğitim camiasında memnuniyetle karşılandı. Ancak Eğitim-İş, MEB'in benzer bir uygulamayı tekrar hayata geçirme ihtimaline karşı tetikte olacaklarını ve mücadeleye devam edeceklerini vurguladı. Öğretmenlerin mağduriyet yaşamaması için sendikaların ve eğitimcilerin MEB ile sürekli iletişim halinde olması büyük önem taşıyor.
Bu süreçte, proje okullarının statüsü ve öğretmen atamalarıyla ilgili yaşanan sorunların çözümü için daha kapsamlı bir çalışma yapılması gerekiyor. Eğitimde kalitenin artırılması ve öğretmenlerin motivasyonunun yüksek tutulması, öğrencilerin başarısı için kritik öneme sahip.