İnsan mı Beşer mi? Hayatın En Büyük Sırrı Açığa Çıkıyor!

Beşer olmak doğuştan gelen bir özellik olsa da, insan olmak bir süreç, bir arayıştır. Peki, insan ve beşer arasındaki temel fark nedir? Bu yazıda, bu derin soruyu tefekkür ve düşünce yoluyla yanıtlamaya çalışacağız.

Beşeriyetin Sınırları, İnsanlığın Potansiyeli

Hayvanlar, bitkiler ve diğer tüm varlıklar, akıl ve sorgulama yeteneğinden yoksun oldukları için beşerdirler. Ancak insan, akıl ve izan ile donatılmış bir varlık olarak, tefekkür, düşünme ve kendini bilme yoluyla beşer olmaktan insan olmaya yükselebilir. Bu noktada şu denklem geçerlidir: "Her insan bir beşerdir, ancak her beşer bir insan değildir."

Bazı insanlar akıllarını ve izanlarını kullanarak insanlık mertebesine yükselirken, bazıları ise akıllarını nefislerinin emrine vererek beşer olarak kalır. İnsan olmak bir yükseliş, bir mertebedir. Beşer olmak ise başlangıç noktasıdır.

Ne yazık ki, hayatı sadece yeme içme ve fiziksel ihtiyaçlar arasında geçen, tefekkürden, ibadetten ve iyilikten uzak yaşayan birçok beşer vardır. Bu kişiler, öldükten sonra ne olacağının kaygısını taşımayan, sadece hayvani dürtülerle hareket eden varlıklardır.

İnsan İhtiyaçları ve Beşer İhtiyaçları Arasındaki Denge

Namaz kılmak, Kur'an okumak, tefekkür etmek gibi insan ihtiyaçları ile yemek yemek gibi beşer ihtiyaçları arasında bir denge kurmak önemlidir. Her insan, beşer ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır, ancak her beşer, insan ihtiyaçlarını karşılamayabilir. İnsan ihtiyacını karşılayan, yani kelime-i şehadet getiren, namaz kılan, oruç tutan, zekat veren, tefekkür eden, ilim öğrenen kişi, beşerlikten insanlığa yükselir.

Bir örnek vermek gerekirse, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nı ele alalım. Bu bakanlık, insanın hem kültürel hem de turistik ihtiyaçlarını karşılamak için vardır. Kültür ihtiyacı insan için, turizm ihtiyacı ise beşer içindir. Bir Kültür ve Turizm Bakanı, ağırlığı insana mı, yoksa beşere mi veriyor? Bu soruyu düşünmek gerekir. Eğer kültür ağırlıklı çalışmalar yapılıyorsa insanlığa hizmet ediliyordur, eğer turizm ağırlıklı projeler geliştiriliyorsa beşerliğe hizmet ediliyordur.

Tabii ki, insanın beşer tarafı da ihmal edilmemelidir. Yanlış olan, hayatı sadece turizmden ibaret görmektir. Önemli olan, insan ve beşer ihtiyaçları arasında bir denge kurmaktır.

İnsan Mısın, Beşer Misin?

Peki, sizce hayattaki en önemli soru nedir? İnsan olmak mı, beşer kalmak mı? Bu sorunun cevabını herkes kendi içinde aramalıdır. İnsan ve beşer ayrımını ele aldığımız bu yazıyı, bir şiir ile sonlandıralım:

İnsan, öyle bir varlık ki, muazzam.
Tüm diğer varlıklardan üstün.
Ölümü düşündükçe hüzün ve gam.
Artar tefekkürü her gün, gün be gün.

İnsan, öyle bir varlık ki, muhteşem.
Tüm diğer varlıklardan görkemli.
Onun için kıymetlidir her an, her dem.
Cenneti kazanmak her şeyden önemli.

İnsan, öyle bir varlık ki, müstesna.
Tüm diğer varlıklardan farklı.
Sahiptir doğruyu yanlıştan ayıran izana.
Yol gösterir ona ruhundaki aklı.

İnsan öyle bir varlık ki, muamma.
Tüm diğer varlıklardan en anlaşılmazı.
Herkes gibi yaşar, gezer, dolaşır amma.
Sığmaz Dünya’ya, olmaz ona asla razı.

İnsan sanma ki tüm varlıklar gibi.
Elbet etten kemikten bir tarafı var.
Bunun elbet var hikmeti, sebebi.
Beşer olduğu için hatası, gafı var.

İnsan beşer olmaktan kurtuldukça.
Kendini bilen bir melek gibi olur.
Gayesini yalnız Dünya için kurdukça.
Etten kemikten bir hayvan olarak kalır.

İnsan olmak mı, beşer kalmak mı?
İşte Dünya’daki asıl mesele bu!
Hayattan tefekkür ve ibret almak mı?
Bunun için “Allah” de, “Hu” de, “Hu!”
Gece-gündüz “Allah” de, “Hu” de, “Hu!”

Sonuç olarak, insan olmak bir yolculuktur. Bu yolculukta aklımızı, izanımızı ve tefekkür yeteneğimizi kullanarak beşer olmanın ötesine geçebilir, insanlık mertebesine yükselebiliriz. Unutmayalım ki, hayatın anlamı bu yolculukta gizlidir.