
Hasta Mahpus Besra Erol'a Tahliye Engeli! Neler Oluyor?
Hasta mahpus Besra Erol'un tahliyesi, Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu tarafından bir kez daha engellendi. Gerekçe olarak, Erol'a yöneltilen "Pişman mısın?" gibi sorulara verdiği yanıtlar gösterildi. Bu durum, kamuoyunda büyük tepkilere yol açtı.
Besra Erol'un Sağlık Durumu Endişe Verici
Besra Erol, 20 Temmuz 2015'te Suruç'ta yaşanan ve 33 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırıda yaşamını yitiren Evrim Deniz Erol'un annesi. Çocuğunun mezarı başında yaptığı konuşma nedeniyle "örgüt propagandası" suçlamasıyla tutuklanan Erol, 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Ceza süresini tamamlamasına rağmen tahliyesi engellenen Erol'un sağlık durumu ise oldukça endişe verici.
Erol'un avukatları, bu karara itiraz edeceklerini açıkladılar. Cezaevinde ciddi sağlık sorunları yaşayan Besra Erol'un, kanser riski taşıyan tiroit nodüllerinin yanı sıra bel fıtığı, kasık fıtığı, siyatik, guatr, yüksek tansiyon ve göz tansiyonu gibi kronik hastalıkları bulunuyor. Üç kez bel fıtığı ameliyatı geçiren Erol, yürümekte güçlük çekiyor ve sürekli ağrı şikâyeti yaşıyor.
- Kanser riski taşıyan tiroit nodülleri
- Bel fıtığı
- Kasık fıtığı
- Siyatik
- Guatr
- Yüksek tansiyon
- Göz tansiyonu
"Pişman Mısın?" Sorusu Tartışma Yarattı
Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu'nun, tahliye öncesinde Erol'a yönelttiği "Pişman mısın?" ve "Neden siyasi tutuklularla kalıyorsun?" gibi sorular, hukuk çevrelerinde büyük tartışmalara yol açtı. Bu tür soruların, bir mahpusun tahliyesini engellemek için gerekçe gösterilmesi, insan haklarına aykırı bir durum olarak değerlendiriliyor.
Bu durum, Türkiye'deki cezaevi uygulamaları ve insan hakları ihlalleri konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Birçok sivil toplum kuruluşu ve hukuk örgütü, Erol'un derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Cezaevlerindeki koşullar ve mahpusların yaşadığı sorunlar, uzun zamandır Türkiye'nin gündeminde olan önemli bir konu. Özellikle hasta mahpusların durumu, daha da büyük bir hassasiyet gerektiriyor. Bu tür vakalar, adalet sisteminin ve cezaevi uygulamalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.
Türkiye'de sıkça tartışılan konulardan biri de İdare ve Gözlem Kurulları'nın yetkileri. Bu kurulların, mahkemelerin verdiği kararları etkisiz hale getirebilecek uygulamalara imza atması, hukukun üstünlüğü ilkesiyle çelişiyor. Bu durum, yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkı gibi temel hukuk ilkeleri açısından ciddi sorunlar yaratıyor.
Besra Erol'un yaşadığı bu durum, Türkiye'deki cezaevi sisteminde yaşanan sorunların sadece bir örneği. Birçok mahpus, benzer gerekçelerle tahliye edilmeyi beklerken, sağlık sorunlarıyla mücadele ediyor. Bu durum, cezaevi reformlarının ve insan haklarına saygılı bir adalet sisteminin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Son olarak, Besra Erol'un tahliyesinin yeniden engellenmesi, Türkiye'deki insan hakları savunucuları ve sivil toplum kuruluşları tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Erol'un avukatları, karara itiraz edeceklerini ve hukuki mücadelelerini sürdüreceklerini belirtiyorlar. Bu olay, Türkiye'deki cezaevi koşulları ve mahpus hakları konusunda daha fazla farkındalık yaratılmasına ve çözüm bulunmasına katkı sağlayabilir.